ABD Başkanı Donald Trump, başta İslam dünyası olmak üzere AB ve birçok uluslararası kuruluşu hiçe sayarak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti. Ortadoğu'daki ateşe benzinle giden Donald Trump, dün Beyaz Saray'da saat 21:00 basın açıklaması yaptı. Kararını açıklayan Trump, hemen yan masadaki resmi evrakı imzaladı. Öte yandan Müslümanlar ise ayağa kalkmış durumda.
TRUMP NE SÖYLEDİ?
İşte Donald Trump'ın canlı yayında yaptığı açıklama:
Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımanın zamanı geldi. Bugünkü açıklamam İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara yeni bir yaklaşımdan ibarettir. Daha önceki ABD başkanları Kudüs'ü başkent olarak tanımadı. Başkanlar, Kudüs'ün tanınmasının geciktirilmesinin barışı ilerleteceğini düşündü. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımanın vakti gelmiştir. Önceki ABD Başkanları Kudüs'ü başkent olarak kabul etme kararını seçim vadi olarak kullandıklar ancak bunu gerçekleştirmediler. Ben bugün bunu gerçekleştiriyorum. Bu kararı vermenin ABD'nin çıkarları doğrultusunda olduğunu, İsrail ve Filistin arasındaki barış içinde en doğru adım olduğuna düşünüyorum Kudüs kararı çok önce verilmesi gerekli bir karardı.
Sürdürülebilir uzun vadeli bir barış için en doğru karar olduğunu düşüyorum. İsrail, tüm egemen ülkeler gibi kendi başkentine karar vermekte özgürdür. Bunun bir gerçek olarak kabul edilmesi barış için gerekli bir adımdır. Kudüs modern İsrail hükumetinin evidir. İsrail parlamentosu bu kenttedir. Bunun yanı sıra İsrail'in yüce mahkemesi bu kenttedir. Aynı şekilde başbakanın ve Cumhurbaşkanının resmi konutları bu kenttedir. Birçok hükumet kurumunun binaları bu kenttedir. Bugün verdiğimiz kararla Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyoruz. Bu sadece gerçekleri kabul etmektir. Bu yapılması gereken bir şeydir. İşte bu sebeple de Dışişleri Bakanlığına Tel Aviv'deki ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması hazırlıklarına başlaması talimatını veriyorum.
ALİMLERDEN KİTLESEL EYLEM ÇAĞRISI
Dünya Müslüman Alimler Birliği, Kudüs için Müslümanlara "kitlesel eylemler" başlatma çağrısında bulundu.
TÜRKİYE'DEN TEPKİLER
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Sadece Türkiye'den ya da Müslüman dünyasından değil, dünyanın her yerinden gelen uyarılara rağmen Trump Kudüs hakkında açıklamasını yapmıştır. Sorumsuz açıklamayı kabul etmiyor ve kınıyoruz. Böyle bir açıklama uluslararası hukuklara aykırıdır. Güvenlik konseyi dahil üyelerine saygı gösterilmelidir. 'Ben böyle bir açıklama yaptım bu böyle olacak zannediliyorsa' yanılıyorlar. Kudüs bir açıklamayla İsrail'in başkenti olmaz. Bu açıklamayı reddediyoruz ve kınıyoruz.
- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısıİbrahim Kalın: ABD yönetiminin Kudüs'le ilgili sorumsuz ve hukuksuz açıklamasını reddediyoruz ve kınıyoruz. Bütün dünya, uluslararası hukuk ve BM kararlarını ihlal eden bu kararı reddetmeli ve Filistin halkının yanında yer almalıdır.
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI
Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü liderleri, İslam ülkeleri arasında ortak hareket edilmesi ve koordinasyonun sağlanması için 13 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da toplanacak olan olağanüstü zirveye davet etti.
ERDOĞAN: HÜKÜMSÜZDÜR
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Beştepe'de Ürdün Kralı II. Abdullah ile biraraya geldi. Görüşmelerinde bölgedeki güncel gelişmeleri ele aldıklarını ve görüşmelerinin en önemli başlığını Kudüs'teki gelişmelerin teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası hususunda Ürdün ile aynı hissiyatı paylaşıyoruz. Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs'teki kutsal mekanların hamisi olarak oynadığı kritik rolü çok önemsiyoruz. Kudüs'ün statüsü konusunda atılacak yanlış bir adım tüm İslam aleminde infiale sebep olacaktır. Bu, barış zeminini dinamitleyecek, bölgemizde yeni gerilimlerin, yeni çatışmaların fitilini ateşleyecektir.
Kudüs tüm Müslümanların 'harim-i ismeti'dir, göz bebeğidir. Kimden gelirse gelsin bu tarihi hakikati göz ardı eden her yaklaşımın sonu hüsrandır, felakettir. Bölgemizin huzur, barış ve güvenliği iç politik hesaplara kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Ortadoğu'da istikrar için yegane yol 1967 sınırları dahilinde bağımsız bir Filistin Devleti'nin başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde vücut bulmasıdır.
İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak olağanüstü zirveyi inşallah az önce değerli kardeşimle de içeride müzakerelerimizi yaptık, 13 Aralık'ta İstanbul'da liderler zirvesi olarak toplayacağız. Liderler zirvesinin bir gün öncesinde de yine dışişleri bakanlarımız ön hazırlıkları yapmak suretiyle çarşamba günü yapılacak liderler toplantısında da alınacak kararlarla birlikte biz sonuç bildirgesini oradan tüm dünyaya açıklayacağız.
İslam dünyasının Kudüs'ün statüsünün korunması noktasında bir ve beraber hareket etmesi çok önemlidir" ifadesini kullanan Erdoğan, Arap Ligi Dönem Başkanı olan Kral Abdullah ile bu süreçte yakın diyalog halinde olmaya önem verdiklerini bildirdi. Erdoğan, "Tüm dünyaya şu çağrıyı yapmak istiyorum: Kudüs'ün Birleşmiş Milletler kararlarıyla da defalarca teyid edilmiş hukuki statüsünü değiştirecek her türlü adımdan uzak durulmalıdır. Hiç kimsenin kişisel hevesleri uğruna milyarlarca insanın kaderleriyle oynamaya hakkı yoktur. Böylesi bir adım sadece terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürecektir.
Kudüs'te, Filistin'in Birleşmiş Milletler kararlarıyla defalarca tasdik olunmuş haklarını yok sayan her adım, farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşama idealine vurulmuş çok ağır bir darbedir. Bölgedeki huzur ve güvenliğin şartı olarak gördüğümüz 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin devleti talebinden vazgeçilebilmesi asla mümkün değildir. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, sadece BM kararlarına değil, Kudüs'ün asırlara sari kadim karakterine de aykırıdır. İsrail'in Kudüs'ü ilhak kararı, bu çerçevede yaptığı tüm işlemler ve uygulamalar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, bu açıklama da aynı şekilde gerek vicdan gerek hukuk gerek tarih önünde hükümsüzdür. Bugün, haklı davalarında Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmak her dinden, her milletten, her inançtan sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak vazifesidir. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla, ABD'yi bölgede kaosu tetikleyecek bu adımdan vazgeçmeye, İsrail'i de barışa ve huzura katkı sağlayacak politikalar izlemeye davet ediyoruz."
ERDOĞAN'DAN KUDÜS DİPLOMASİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Kudüs provokasyonuna karşı diplomatik temaslarını sürdürüyor. Erdoğan, bu kapsamda birçok ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla telefonla görüştü.
Erdoğan, dün Malezya, Tunus, İran, Katar, Suudi Arabistan, Pakistan, Endonezya, Sudan devlet ve hükümet başkanlarıyla görüştü. Görüşmelerde, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının, Ortadoğu'da barış sürecini sekteye uğratacağına dikkati çeken Erdoğan, bölgede barış ve istikrar için 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin vücut bulmasının şart olduğunu vurguladı.
TRUMP POSTERLERİ YAKILDI
ABD'nin kararına karşı Filistin halkı sokaklara döküldü. Gazze Şeridi'ndeki Filistinli grupların çağrısı üzerine düzenlenen gösteriye yüzlerce kişi katıldı. ABD ve İsrail bayraklarının yakıldığı gösteride Filistin bayrakları ve ABD'nin Kudüs kararını protesto ettiklerini ifade eden yazıların olduğu dövizler taşındı. Beytüllahim'de düzenlenen protestolarda da ABD ve Trump posterleri yakıldı. Doğuş Kilisesi'nin avlusunda toplanan onlarca gösterici, ellerinde üzerleri çarpı işaretiyle çizilmiş Trump resimleri taşıdı. Göstericiler, "Amerika yılanın başıdır, Filistin halkı teslim olmayacak" şeklinde sloganlar attı.
İşte Kudüs ve Mescidi Aksa'nın anlam ve önemi...
Kudüs, İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik için son derece kutsal yerleri barındırıyor. Müslümanlar için en kutsal yerlerden kabul edilen Mescid-i Aksa ve Kubbet'üs Sahra'nın bulunduğu Harem-üş-Şerif, Doğu Kudüs'te. Şehir Yahudiler için en kutsal mekân olarak adlandırılan Ağlama Duvarı'na ev sahipliği yapıyor. Hıristiyanlar içinse Kudüs, bu kentte bulunan Kutsal Kabir Kilisesi'nin Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği ve gömüldüğü yer olduğuna inanıldığı için önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kudüs'ün statüsü konusunda atılacak yanlış bir adım İslam aleminde infiale yol açacaktır" demişti. Aralarında Türkiye'nin de olduğu çok sayıda ülke ABD'ye tepkili.
İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği Türk Grubu Başkanı, AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, "Amerika'nın bu tavrı, İsrail'in işgal altındaki Kudüs'ü kendi egemenliğine almayı kolaylaştırmaktan başka bir amaç taşımamaktadır. BM Genel Kurulu, Amerika'nın bu yanlış ve hukuksuz kararını tanımayacağına dair acilen bir karar almalıdır." dedi.
Atalay, TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar ve Türkiye - Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Mecliste bazı AK Parti milletvekillerinin katılımıyla basın toplantısı düzenleyerek ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasını protesto etti.
Orhan Atalay, Amerikan Senatosunun 23 Ekim 1995'te İsrail büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı aldığını anımsatarak, kararın her 6 ayda bir uzattıldığını, ancak ABD yönetiminin dün alınan kararı resmen ilan ettiğini söyledi.
Söz konusu kararın, İsrail'in Kudüs'ü ve işgal ettiği toprakları ilhak ettiğini açıkça tanımak anlamı taşıdığını vurgulayan Atalay, şöyle devam etti:
"Bu karar BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'nde Kudüs'ü de içeren işgal altındaki topraklarla ilgili alınmış onca kararı hiçe saymaktır. Karar, Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail arasında daha önce yapılmış Oslo Sözleşmesi ile de açıkça çelişmektedir. Amerika'nın bu kararı Washington'un Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabulü demektir. Bu da doğusu ile batısıyla Kudüs'ü İsrail'in ebedi başkenti kabul etmiş İsrail parlamentosunun kararına aynen iştirak etmek demektir. Karar, güç ve kuvvet kullanarak bir başkasının topraklarının işgal edilmesini yasaklayan BM sözleşmesi ve uluslararası kararı açıkça çiğnemek demektir. Bu karar, BM Genel Kurulu'nun 29 Kasım 1947 tarihli iki devletli bir çözümü ve Kudüs'ü BM gözetiminde özel statüye alan kararı da çiğnemektedir. Bu karar, İsrail'in Kudüs'ün statüsüyle ilgili atacağı her adımın geçersiz sayılacağını açıkça ifade eden BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'nin kararlarını görmezden ve bilmezden gelmek demektir.
BM Genel Kurulu'nun 1967 tarih ve 2254 sayılı kararının, İsrail'in Kudüs'ün statüsünü değiştirecek her türlü girişimi ilga etmeye çağırdığını hatırtalan Atalay, "BM Güvenlik Konseyi'nin 25 Eylül 1971 sayılı kararı İsrail'in arazi müsaderesi, sakinlerinin nakli, Kudüs'ün bir kısmı dahil İsrail'e ilhakını içerecek şekilde Kudüs ile ilgili yapacağı yasal ve anayasal her türlü icraatın batın olduğunu ve hiçbir meşru netice doğuramayacağını söyler. BM Genel Kurulu Aralık 1995 tarihli 50/22 sayılı kararın A ve B bentleri her türlü diplomatik faaliyetlerin Kudüs'e yönlendirilmesini yasaklamakla birlikte Suriye Golanına ilişkin Lahey ve Cenevre sözleşmelerini de teyit eder." diye konuştu.
Kararın aynı zamanda Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin özel mülkiyetlerinden kaynaklı haklarını gaspetmek anlamına geldiğini vurgulayan Atalay, "Bütün bunlar, BM Genel Kurulu'nda 1970 yılında alınmış 'başkasına ait bir bölgeyi, güç ve kuvvet yoluyla almış olmak onun meşruiyetini kabule imkan vermez' ilkesiyle de açıkça çelişmektedir." dedi.
Orhan Atalay, ABD'nin bu tavrının, İsrail'in işgal altındaki Kudüs'ü kendi egemenliğine almayı kolaylaştırmaktan başka amaç taşımadığının altını çizerek, "BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyini Amerika'nın bu kararını tanımamaya ve diğer devletleri Kudüs'e diplomat göndermemeye davet ediyoruz." diye konuştu.
Uluslararası Arap ve İslam ülkeleri teşkilatlarının, bölgesel ve ulusal tüm örgütlerin ABD'nin bu kararını yok sayması gerektiğini belirten Atalay, "Dünya parlamentoları Amerikaya baskı yapıp, Kudüs ile ilgili daha önce almış oldukları tahahütlerine bağlı kalmalıdırlar. BM Genel Kurulu, Amerika'nın bu yanlış ve hukuksuz kararını tanımayacağına dair acilen bir karar almalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"YÜREKLERİMİZDEKİ KUDÜS'Ü İŞGAL EDEMEYECEKSİNİZ"
Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan da ABD yönetiminin aldığı kararın kabul edilemez ve yok hükmünde olduğunu açıkladı.
Kudüs meselesinin sadece Türkiye'de yaşayan 80 milyonu değil, 1,5 milyarlık İslam dünyasını ilgilendirdiğini ifade eden Turan, "İslam dünyası şu an ayaktadır. Kudüs sadece İslam dünyasının da meselesi değildir. Kudüs insanlığın ortak mirasıdır. 3 semavi dinin merkezi, ibadet mabedleri olan önemli bir şehirdir. Bu haliyle İsrail'in başkenti ilan edilmesine katkı sunmak diğer inanç mensuplarına tecavüz, inanç hürriyetine saldırıdır. Uluslararası hukuku hiçe saymaktır." dedi.
"KARAR, BÖLGEDEKİ BARIŞ VE İSTİKRAR ORTAMINI ORTADAN KALDIRDI"
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar da ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesinin tam bir hukuksuzluk hali olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti olarak BM kararlarını ve uluslararası hukuku ihlal eden böylesi bir kararı tanımamız mümkün değildir. ABD'nin bu kararı bölgedeki barış ve istikrar ortamını ortadan kaldırmıştır. Ortadoğu'daki sorunlar gözardı edilerek atılan hesapsızca adımlar bölgemizi ateşe atacak, kan ve gözyaşı getirecektir." diye konuştu.
Trump yönetiminin aldığı bu kararın hiçbir tarafa fayda sağlayamayacağını dile getiren Serdar, kararın uluslararası düzeyde bazı gerilimlere sebep olacağını da ifade etti.
KUDÜS'ÜN TARTIŞMALI TARİHİ
Doğusu 1967'de tamamı 1980'de işgal edildi.
Dünyanın en kadim kentlerinden Kudüs, bugün Orta Doğu'da sorunların merkezinde yer alıyor.
İsrail, kentin doğusunu 1967'de işgal etti ve 1980 yılında tamamını başkenti ilan etti. Ancak bugüne kadar Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan hiçbir devlet olmadı. Bu anlamda, Trump'ın kararı da bir ilk olma özelliği taşıyor.
Filistinliler de Doğu Kudüs'ü ileride kurulacak Filistin devletinin başkenti olarak görüyor. Oslo anlaşmalarında Kudüs'ün statüsü barış görüşmelerinin ileri aşamalarına bırakılmıştı.
Üç semavi dinin de Kudüs'te kutsal mekanlarının bulunması, kentin tarih boyunca uluslararası öneme sahip olmasına yol açtı.