FT: Arap ülkelerine Türkiye örnek
Arap
dünyasında demokratikleşme ve piyasa ekonomisi yönünde ilerleme sağlanması için Türkiye ile işbirliğinin yapılmasının önemi vurgulandı. Financial Times gazetesi, başyazısında "Değerli bir bölgesel ortak, ılımlı İslami bir hükümeti olan canlı bir demokrasi" olarak nitelediği Türkiye'nin Arap dünyasına model oluşturduğunu belirtti. Gazete, "Avrupalıların Arap Tarihi ile Randevusu" başlığını kullandığı başyazısında Avrupa'nın cesurca reform yoluna giren Arap ülkelerine destek vermesi gereğini savunurken bunun sonucunda da Avrupa'nın, halklarına saygı gösterecek Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle "daha yapıcı bir ilişki"nin oluşturulabileceğine vurgu yaptı. Bunun ardından Türkiye üzerinde de duran FT, şöyle devam etti: "Bu açıdan, siyasi ve ekonomik modernizasyon süreci hız kazanırken değerli bir bölgesel ortağı olmayı sürdüren, ılımlı İslami bir hükümetin ortaya çıktığı, canlı bir demokrasi olan Türkiye bir modeldir. Bazı Avrupa Birliği hükümetlerinin Türkiye'ye AB üyeliğini reddetmedeki ısrarları, çılgınlık mı yoksa duygusallıktan uzak bir gerçekçilik mi, tartışılabilir. Ancak, girişimci bir sınıfı olan Mısır veya Tunus gibi Arap ülkelerinin, Avrupa'nın yardımıyla Türk tipi siyasi çoğulculuk ve ekonomik ilerleme yönünde evrimleşmesi hiç de olanaksız değil."
Zakaria: Pakistan'a dönüşebilir
Washıngton
Post'un tanınmış köşe yazarı Fareed Zakaria, "Tehlike, Mısır'ın, Türkiye gibi değil, gerçek gücün, sahne arkasında generallerin ellerinde olduğu hileli bir demokrasi olan Pakistan'a dönüşmesidir" uyarısında bulundu. Zakaria, Mısır'ın birçok yönde İran gibi olmadığını vurguladığı yazısında bu ülkenin İran'a dönüşmesi korkularının, ABD'nin dikkatini, Mısır'da gerçek sorunu olan "askeri diktatörlük" sorunundan uzaklaştırdığını savundu. Ordunun, gücünü sağlamlaştırdığına dikkat çeken Zakaria, Mısır ordusunun Cumhurbaşkanı Mübarek'i kurban etmeye hazır gibi göründüğünü ancak kendi gücünü korumak amacıyla aslında değişim sürecini yönlendirmeye çalıştığını öne sürdü. Zakaria şöyle devam etti: "Birçok yorumcu, askerlerin ülkenin modernleştirilmesinde hayati bir rol oynadığı Türkiye ile bir paralellik çizdi. Ancak Türkiye'de ordu, gücünü çok isteksizce ve sadece AB'nin, siyasetteki rolünü zayıflatma amacıyla ısrarla baskı yaptığı için teslim etti. Tehlike, Mısır'ın, Türkiye değil, gerçek gücün, sahne arkasında generallerde olduğu hileli bir demokrasi olan Pakistan'a dönüşmesidir."
"Türkiye rolünü AB'ye borçlu"
Uluslararası Kriz Grubu'nun Türkiye Direktörü Hugh Pope, Türkiye'nin, Mısır'ın da içinde bulunduğu Ortadoğu ülkelerine esin kaynağı olmasının temelinde Türkiye'nin AB sürecinin yattığına dikkat çekti. SABAH'a konuşan Pope şöyle dedi: "Bölge ülkeleri Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlar. Zira Türkiye, Ortadoğu'daki bütün ülkelere bakıldığında, demokratikleşme başta olmak üzere birçok konuda çok iyi işliyor. Bu nedenle Türkiye, bu ülkelerin de esin kaynağı. Ancak ülkenin esin kaynağı olmasının en büyük nedeni, Türkiye'nin Müslüman bir ülke olması değil, AB'ye üyelik sürecidir. Türkiye, AB reformları sayesinde, AB standartlarını yakalamak konusunda büyük adımlar attı. Ama "AB süreci sona ererse, bunun nasıl sonuçları olacak?" sorusunun da cevabı aranmalı. Zira bu süreç artık işlemez hale geldi ve Türkiye, bazı nedenlerden ötürü AB sürecini kaybetme noktasına geldi. Türkiye'nin AB süreci ise sona ererse, Türkiye, artık Mısır ve diğer Ortadoğu ülkelerine esin kaynağı olmaktan çıkacaktır." Pope, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan önce iki defa Türkiye-AB ilişkileri durma noktasına geldi. Ama her seferinde bu ilişki tekrar başladı. Çünkü her ikisinin de birbirine ihtiyacı var. Bununla birlikte Türkiye'nin AB sürecini kaybetme noktasına gelmesinin birçok nedeni var. Türkiye de artık Avrupa süreci ile ilgilenmez hale geldi. AB de aynı şekilde ekonomik krizin derdine düştü."
Duygu LELOĞLU / BRÜKSEL