Filistin yönetimi, kazılar nedeniyle Mescid-i Aksa'nın altının oyulduğunu ve yıkılıp çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. İsrail ise tünellerin varlığını inkar ederek, çalışmaları sadece Ağlama Duvarı'nın paralelinde yapılan kazı çalışmaları olarak açıklıyor. Mescid-i Aksa yakınlarında bunun dışında bir tünelin olmadığını savunuyor.
AA muhabiri, İsrailli bir arkeolog eşliğinde özel izinle girdiği Ağlama Duvarı paralelinde açılan tüneli görüntüledi. Uzunluğu yaklaşık 500 metreye ulaşan tünelde, kazılar yerin 30 metre altında tüm hızıyla devam ediyor.
Kazılar, Mescid-i Aksa'yı kale gibi çevreliyor
Ağlama Duvarı'ndan Mescid-i Aksa'ya açılan Tenzekiye Medresesi ve Silsile Kapısı'nın altından geçerek Pamukçular Kapısı'nın altına uzanan kazılar, buradan Katolik Ermeni Kilisesi'nin tam altına ulaşıyor. Ardından sola kıvrılan tünel, Mescid-i Aksa'nın bir diğer kapısı Babu'l-Hıtta'ya ulaşmadan Hristiyanlar tarafından Hz. İsa'nın sırtında bir çarmıhla yürütüldüğüne inanılan ''Via Dolorasa''nın (Çile yolu) başında son buluyor. Tünel, Emeviler, Eyyubiler, Memlüklüler ve Osmanlılardan kalma pek çok tarihi yapının altından geçerek Mescid-i Aksa'yı adeta bir kale gibi çevreliyor.
Yahudiler, kazı çalışmalarının yapıldığı alanda Hz. Süleyman'ın yaptırdığı mabedin ana giriş merdivenlerinin olduğunu, fakat buranın Babil ve Roma saldırıları sonucu yıkılarak yok olduktan sonra Müslümanların Kudüs'ü fethiyle, yıkılan batı duvarının enkazı üzerine Müslüman mahallesinin kurulduğuna inanıyor. Bu nedenle de kazılarda, eski mabedin ana giriş kapısı ve merdivenlerinin ortaya çıkarılması hedefleniyor.
İsrailli yetkililer, kazı çalışmasının uzun yıllar süreceğini belirtiyor. Zaman zaman tünelin tavanından sızan su damlalarının oluşturduğu büyük su birikintileri dikkati çekiyor. Tünelin tavan yüksekliklileri bazen 2 metrede kalırken, bazı yerlerde ise 5 metreye kadar çıkabiliyor. Tünelde çok iyi bir ışıklandırma mevcut ve çelik kolon destekler göze çarpıyor.