Libya'da eski yönetimden gelen ve yeni ortaya çıkan isimlerin 24 Aralık'ta yapılmasına karar verilen seçimlere adaylığı tartışma konusu oluyor.
Seçim gününe 3 ay kala temel konularda uzlaşıya varılamaması seçimlerin belirlenen tarihte yapılıp yapılamayacağına ilişkin soru işareti oluşturuyor. Diplomatik kaynaklar, seçimlere ilişkin henüz anayasal uzlaşının oluşmadığını, adaylık kriterleri gibi ana meselelerin netlik kazanmadığını ve tüm bunlar belirlendikten sonra Temsilciler Meclisi onayı gerektiğini bu aşamaların da zaman alabileceğini ifade ediyor.
YENİ YÖNETİMLE İSTİŞARE EDERİZ
Ankara, Libya'da demokratik seçim, kalıcı barış ve istikrar ortamının oluşmasını arzu ettiğinin altını çizerek Libya halkının vereceği kararın önemine işaret ediyor. Diğer taraftan, Türkiye'nin dönemin Birleşmiş Milletler(BM) tarafından tanınan hükümetin çağrısıyla verdiği eğitim ve danışmanlık hizmetine devam edip edilmeyeceği konusunun da seçimlerin ardından ortaya çıkacak meşru hükümetle istişare edileceği kaydediliyor.
KİMLER SEÇİMLERE ADAY OLABİLECEK?
Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'nin 10 yılın ardından ilk kez ortaya çıkarak New York Times'a verdiği röportajda Libya'ya geri dönerek ülke yönetimini ele almak olduğunu söylemesinin ardından 'seçimlere aday olma kriterleri' üzerinde tartışmalar yoğunlaştı. Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri ve yönetimdeki önemli bir kesim Libya'da Aralık ayında yapılması planlanan seçimler öncesinde de referanduma götürülmesi için taslak halinde bekleyen anayasanın referanduma sunulması gerektiğini ifade ediyor. Mişri, anayasa referandumunun, 24 Aralık'ta yapılması planlanan genel ve devlet başkanlığı seçimlerini geciktireceği görüşüne karşı durarak, anayasanın kabulünün seçimlerin zamanında yapılmasını etkilemeyeceği fikrini savunuyor. Uzlaşının sağlanamadığı başlıklar içinde öne çıkan 3 konu ise "Devlet başkanının doğrudan halk veya parlamento tarafından seçilmesi", "Aralık seçimlerinden önce anayasa referandumunun yapılması" "Seçimlerin hukuki altyapısını oluşturacak anayasal temelin belirlenmesi" olarak sıralanıyor.
ÇİFTE VATANDAŞLIK ADAYLIĞA ENGEL Mİ?
Referanduma sunulmayı bekleyen anayasa taslağında, çifte vatandaşlığı olanlara ve aktif askeri görevde bulunanlara başkanlık seçimine girme hakkını tanınmaması da ülkede birçok kişinin adaylığının önüne geçtiği kaydediliyor. ABD vatandaşlığı bulunan darbeci Hafter'in adaylığının tıkandığı noktalardan biri olarak bu husus öne çıkarken, diğer taraftan 'işlenen insanlık suçları'nın adaylığa engel teşkil edip etmeyeceği de tartışılıyor. Darbeci Hafter'in insanlık suçlarını birlikte işlediği kişileri bu nedenle ortadan kaldırdığı da ifade ediliyor. ABD'de hakkında bu konuda açılmış davalar bulunan darbeci Hafter'in adaylığının yanında Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam'ın da aday olup olamayacağı tartışma konusu. Oğul Kaddafi hakkındaki Uluslararası Ceza Divanı kararlarının adaylığa engel olup olmayacağı da henüz belirlenmiş değil.