Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac, İtalya dahil olmak üzere pek çok ülkeden silah istediklerini ancak Roma'nın kendilerine resmi bir cevap vermediğini söyledi.
Serrac, İtalya'nın önde gelen gazetelerinden Corriere della Sera'ya verdiği demeçte, ülkesindeki durumu ve çevresinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye'nin Libya'nın uluslararası tanınan hükümetine yaptığı silah yardımının hatırlatılması üzerine Serrac, "Biz, İtalya dahil pek çok ülkeden silah istemiştik. Her halükarda İtalya kendisine en uygun politikayı seçme hakkına sahiptir ve bu ülkeyle ilişkiler mükemmel olmaya devam etmektedir. Aslına bakılırsa Roma'dan resmi hiçbir cevap gelmedi." dedi.
Serrac, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio'nun geçen haftaki Trablus ve Bingazi ziyaretlerini de değerlendirerek "Di Maio ile geniş bir görüş alışverişi yaptık. Bingazi'ye, bize saldıran kişiye ve Tobruk'a ziyaretine gelince, kısa ömürlü genel dostluk beyanlarının dışında kayda değer hiçbir şey görmedim. Uluslararası toplum bu şekilde bölünmüş görünüyor. Bir yanda bize saldıranları silahlandırmaya hazır ülkeler var. Bunların karşısında, İtalya'nın da aralarında bulunduğu ve bugün hala tek çözüm olarak siyasi diyaloğa inanan ülkeler bulunuyor. Ancak burada askeri saldırı altında olduğumuz; bombardımanların kurbanı halkın tarif edilemez acılara maruz kaldığı; ölenler, yaralananlar ve evini terk etmek zorunda kalmış yüz binlerce insan olduğu unutulmasın." ifadelerini kullandı.
Libya'da darbeci General Halife Hafter'in Rusya'nın yardımıyla ilerlediği hatırlatılan Serrac, "Yabancıların müdahalesiyle daha da karmaşık hale gelen, zor bir senaryo söz konusu. Ancak tüm meselenin Putin ile Erdoğan arasındaki görüşmeler aracılığıyla çözüme kavuşturulabileceğini sanmıyorum. ABD'nin, Birleşmiş Milletler (BM) ile birlikte Berlin Konferansı'nı hazırlamakta olan Almanya'nın ve diğer Avrupalı ortakların seslerinin eksik olmadığı, ikili ve çok taraflı aralıksız temasların harmanlandığı bir süreçte bulunuyoruz." yorumunu yaptı.
Serrac, ismini anmadığı darbeci General Hafter için "Bize saldıran kişi, çoktan başarısızlığa uğradı. 4 Nisan'da aniden başlattığı saldırı anında Trablus'u 48 saat içinde alacağını söylüyordu. Aradan geçen dokuz ayın sonunda savaş devam ediyor. Kazananın biz olacağımızdan eminim. En sonunda Libya'nın geleceğini müzakere etme hakkına kimin sahip olduğu ve kimin uluslararası mahkeme tarafından yargılanmaya aday saldırgan olduğu kararlaştırılacak." değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE İLE LİBYA ARASINDAKİ MUTABAKATLAR
İki ülkenin 27 Kasım'da imzaladığı mutabakatların diğer ülkelerin tepkisini çektiğinin hatırlatılması üzerine Libya Başbakanı, "Libya ve Türkiye; meşru, bağımsız ve egemen hükümetlere sahip BM üyesi iki ülkedir. O muhtıra bizim hakkımızdır. Samimi olarak söylemem gerekirse İtalya ile aramızdaki iyi ilişkileri ve iş birliğini takdir ediyor ve daha da yoğunlaşmasını diliyorum ancak Roma nezdinde hiçbir yükümlülüğümüz yoktu." dedi.
Serrac, bu hususta Türkiye ile 2004'ten beri müzakere ettiklerine dikkati çekerek "Her kimin itirazı varsa uluslararası hukuka ya da uluslararası bir mahkemenin hakemliğine başvurabilir. Kıyılarımızın Kıbrıs ve Malta ile sınır sularına ilişkin haklar konusunda yaşanan kavgalar için zaten bu durum yaşandı. Tahkime gidildi ve anlaşmazlıklar barışçıl şekilde çözüme kavuşturuldu. Yunanistan'ın protestolarını ise yersiz ve aşırı çığırtkan buluyorum. Libya'nın o kadar zayıf olduğuna gerçekten inanıyorlar mı? Baskı ve manipülasyon kabul etmiyoruz." ifadelerini kullandı.
"İTALYA, BİZE YÖNELİK SALDIRIYI DURDURAMADI"
"İtalya'nın Hafter yanlısı bir değişiminden korkuyor musunuz" şeklindeki soruya ise Başbakan Serrac, "Di Maio bize karşı mevcut askeri saldırıyı durduramadı. Bu, Bingazi görüşmelerinde elde edebileceği yegane başarı olabilirdi. Bu tabii ki İtalya'nın her kiminle isterse iletişim kurma ve onu Roma'ya davet etme hakkını elinden almaz." yanıtını verdi.
Libya'nın giderek Suriye'ye benzediği şeklindeki yorum için de Serrac, şunları kaydetti:
"Yabancı askeri müdahalelere ilişkin tehlike konusunda yıllardır uyarıda bulunuyoruz. Vekalet savaşına ilişkin 4 Nisan 2019'dan çok daha önce uyarıda bulunuyordum. Askerlerin Rus, Mısırlı ya da başka milletten olmasının önemi yok. Şimdi biz Türk tank ve İHA'larını getirtmekle mi suçlanıyoruz? Kusura bakmayın ama hükümetimizden ne bekliyordunuz? Başkent yerle bir edilirken, kana bulanırken, işgal edilirken bir kenarda durup hiçbir şey yapmayacağımızı mı? Sorumluluk sahibi hiçbir hükümet, halkı taciz edilirken pasif kalamaz. Bizi eleştiren herkes önce kendisine, bizim yerimizde olsa ne yapardı, onu sorsun. Alternatifimiz olmadığını görecektir."
BERLİN KONFERANSI
Ocak sonunda yapılması öngörülen Berlin Konferansı'nın katedilecek bir yol olup olmadığı sorusuna da Fayiz es-Serrac, şu yanıtı verdi:
"Umuyoruz. BM Özel Temsilcisi Ghassan Selame ve Almanya Dışişleri Bakanı ile bu konuyu uzun uzadıya konuştum. Libya'ya müdahaleleri durdurmak için Berlin'de bir görüşme yapılması, hemen ardından da Libyalılar arasında doğrudan diyalog isteniyor. Ancak başarı ihtimalinin ne olacağını bilmiyorum. Sorun; bize saldıran kişinin oyalanması, Trablus için muharebenin sıfırıncı saatinden bahsetmeye devam etmesi ve askeri yola inanmasıdır. Bizi bombalıyor, devasa kaynaklar israf ediyor ve doğuda hiçbir şey inşa etmiyor."