İsviçre'nin Sonntags Zeitung gazetesine konuşan Levrat, "İsviçre'de 400 bin Müslüman var ve bunların 160 bini İsviçre pasaportu taşıyor. İslam bizim ülkemize ait" dedi. Levrat, ülkesinde bulunan yaklaşık 240 caminin bazılarında radikalleşme eğilimleri olduğunu ileri sürerek, "Her iki taraf bir adım atmak zorunda" diye konuştu. Partisinin, İslam dininin İsviçre'de resmi din olarak kabul edilmesini istediğini vurgulayan Levrat, partisinden aynı görüşteki bazı üyelerin 'İsviçreli İslam'ın yol haritası' adlı bir çalışma yürüttüklerini aktardı.
DİYANET FİNANSMANINA KARŞI ÇIKMADI
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İsviçre'deki çalışmalarına ilişkin kendisine yöneltilen bir soru üzerine Levrat, "Diyanet'in (İsviçre'deki bazı camilere) finansmanının yasaklanmasına karşıyım. Çünkü, Türk imamların yasaklanması Vahhabi ve Selefiler tarafından doldurulacak bir boşluk oluşturabilir. Bunlar İslam hakkında daha radikal vaazlar veriyor. Her şeyden önce imamların Arapça yerine Almanca ve Fransızca vaaz verdiği Türk etkisini tercih ediyorum" karşılığını verdi.
'AŞIRI ÇEVRELERE BIRAKILMAZ' DEMİŞTİ
Geçen yıl ağustos ayında İslam'ın, ülkesinde resmi din olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Levrat, "İslam resmi din olarak tanınırsa din adamlarının eğitiminin ve finasmanının İsviçre tarafından karşılanacağı ve yabancı ya da aşırıcı çevrelere bırakılmayacağı" demiş, "İsviçre'ye özgü bir İslam dini olabilir mi? Bunu tartışmalıyız" diye konuşmuştu.