İİT tarafından yapılan yazılı açıklamada, işgalci İsrail makamlarının Mescid-i Aksa ve kapılarına yönelik tehlikeli eylemlerini kınayarak, "İsrail'in Rahmet Kapısı ve çevresinin kapatılması yönündeki geçersiz ve yasa dışı kararı uluslararası hukukun ihlalidir." ifadesini kullandı.
Kubbet'us Sahra'ya İsrail baskını!
İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti ve 1967 sınırları Filistin topraklarının bir parçası olduğu vurgulanan açıklamada, Doğu Kudüs'ün İsrail yargı yetkisine tabi olmadığı ve İsrail'in tüm uygulamalarının boş ve geçersiz olduğunun altı çizildi.
"BÖLGENİN GÜVENLİK VE İSTİKRARI İÇİN..."
Açıklamada, Kudüs şehri ve kutsal değerlerinin tüm Müslümanlar için özel bir öneme sahip olduğu belirtilerek, Kudüs'ün bölgede güvenlik ve istikrarın tesisiyle yakından ilgili olduğu kaydedildi.
"İSRAİL SORUMLU"
İİT, ayrıca kabul edilemez bu tür uygulamaların yansımalarının sorumluluğunun İsrail'e ait olduğunu aktardığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumu, İsrail'in Kudüs'te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal değerlere yönelik saldırılarını durdurması için acilen harekete çağırdı.
RAHMET KAPISI
Mescid-i Aksa'nın en görkemli kapılarından biri olan ve dış tarafı duvarla örülü Rahmet Kapısı'nın iç tarafına, 2003 yılına kadar Harem-i Şerif'in avlusunda bulunan bir bölümden geçilerek girilebiliyordu ancak İsrail polisi, Rahmet Kapısı'na girilen bölümü, 2003'te terörist olarak nitelediği "Filistinli illegal bir kurumun çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla kapatmıştı.
İSRAİL'DEN PROVOKATİF ADIM
İsrail polisinin 2003'ten bu yana kapalı tuttuğu Rahmet Kapısı'na inen merdivenlerin başındaki kapıya 17 Şubat'ta zincir vurması, Filistinliler tarafından "provokatif bir adım" şeklinde değerlendirilmiş ve halkın büyük tepkisine neden olmuştu.
Rahmet Kapısı'nın 22 Şubat'ta Kudüs Yüksek İslami Vakıflar Konseyi Başkanı Şeyh Abdülazim Selheb tarafından açılmasının ardından Filistinliler 16 yıl aradan sonra ilk kez burada namaz kılmıştı.