Libya'daki iç savaşın sona ermesine verdiği destek ile başat aktör olarak öne çıkan Türkiye, Birleşmiş Milletler ve Almanya'nın eş-başkanlığında Berlin'de düzenlenen İkinci Libya Konulu Konferans'ta "Libya Libyalılarındır" anlayışıyla masaya oturdu. Yunanistan'ın davet edilmediği konferansta gözler Türkiye'nin üzerindeydi. Ankara'yı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği konferansta 24 Aralık'ta seçimlerle sonuçlanacak siyasi sürecin pürüzsüz şekilde ilerletilmesi üzerinde duruldu. Türk yetkililer, başta darbeci Hafter'e destek veren Wagner paralı askerleri olmak üzere ülkede istikrardan rahatsız olan her unsurun temizlenmesi gerektiği düşüncesini savundu. Türkiye, Libya'da nizami ordunun teşkili maksadıyla 5 eğitim merkezinde bin 40 Libyalı askere eğitim veriyor. Sürecin başından beri Libya'nın toprak bütünlüğünü savunan, kalıcı barış ve istikrar için çaba gösteren Ankara, hukuk dışı uygulamaların tekrar yaşanmaması için adımların atılması gerektiğini vurguluyor.
HAFTER BOZDU
İlk olarak Ocak 2020'de toplanan Berlin Konferansı'nda katılımcılar, ateşkesin sağlanması, yabancı askerlerin çekilmesi ve çatışan taraflara silah verilmemesi konusunda anlaşmaya varmış, ancak darbeci Hafter destekçileri kararlara uymamıştı. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Türkiye'den rahatsız olan odaklar, Türk askeri ile Wagner milislerini aynı kefeye koymaya yönelik manipülatif adımlar atıyor, ancak bu adımlar Libyalılar nezdinde karşılık bulmuyor.
TÜRKİYE'DEN NAVTEX'Lİ YANIT
ULUSLARARASI hukuku ihlal etmeyi ve mutabakatlara uymamayı usul haline getiren Yunanistan son olarak Türkiye ile imzaladığı Atina Mutabakat Muhtırası'na aykırı olarak, turizm sezonunda tatbikat için Ege Denizi'nin uluslararası sularını eğitim sahası ilanı yaptı. Türkiye mütekabiliyet çerçevesinde 22 Haziran tarihli seyir duyuruları (NAVTEX) ile Ege Denizi uluslararası sularında eğitim sahaları ilanıyla karşılık verdi. Anlaşma gereği Türkiye, 15 Haziran – 15 Eylül arasında saha ilanı yapmadı.