Dünyanın gözü, Ukrayna ve Rusya arasında devam eden Donbass krizinde. Rusya'nın Ukrayna sınırına yakın bölgelere yapmayı sürdürdüğü askeri sevkiyat ve Karadeniz'de konuşlandırdığı savaş gemileri bölgedeki gerilimi iyiden iyiye tırmandırırken Rusya'nın hamleleri, NATO üyesi ülkeleri de harekete geçirdi. ABD'nin geçtiğimiz günlerde Karadeniz'e savaş gemisi gönderme duyurusu, Rusya cephesinden gelen açıklamaların ardından rafa kaldırılmış, son olarak İngiltere, mayıs ayında Karadeniz'e iki savaş gemisi göndereceğini doğrulamıştı.
Son gelişmelerin ardından İngiltere, savaş gemilerinden birinin boğazlardan geçişi için Türkiye'ye başvurmuş ve Montrö Sözleşmesi'ne uygun olduğu belirlenen talep, Türkiye tarafından onay almıştı. Karadeniz'de sular ısınırken, bölgede yaşanan hareketliliği ve son durumu Daily Sabah Ankara Temsilcisi Nur Özkan Erbay, sabah.com.tr için değerlendirdi.
Daily Sabah Ankara Temsilcisi Nur Özkan Erbay
UKRAYNA-RUSYA ARASINDA TIRMANANAN GERİLİMDE SAVAŞ İHTİMALİ NEDİR?
Donbass krizinde fiili bir savaş olma ihtimali oldukça düşük. Bu krizin bir tarafında Rusya, diğer yanında NATO'nun desteklediği ve himayesine aldığı ancak NATO üyesi olmayan bir Ukrayna duruyor. Ukrayna'nın resmi bir NATO üyesi olmaması, birtakım komplikasyonlar ortaya çıkarıyor. Bugün NATO üyeleri arasında başı çeken ABD ve İngiltere, bölgede bir gambot (gunboat) diplomasisi yürütüyor. ABD ve İngiltere, gözdağı vermek istediği Rusya'ya karşı donanma güçlerini kullanarak onu diplomatik olarak masaya çekmeye çalışıyor. ABD, askeri müdahale olarak büyük bir maliyet harcamadan, donanma güçlerini caydırıcı unsur olarak kullanarak bu diplomatik zemini oluşturma yoluna gidiyor.
İngiltere de siyasi ve askeri hareket planında benzer bir yol izlediği ABD ile aynı düzlemde bir hareket planı yürütüyor.
Rusya ise bu konuda taviz verecek bir durumda değil. ABD'nin kendisini masaya çekme girişimlerine karşı kendisini tabiri caizse naza çekmiş bir durumda. Rusya, kozun kendisinde olduğunu düşünüyor. Joe Biden'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yaptığı "katil" çıkışının ardından iplerin kendi elinde olduğunu ve ABD'nin elini zayıflattığını düşünen Rusya, kartların kendi elinde olduğunu görmüş durumda. Rusya, "intikam soğuk yenen bir yemektir" mottosuyla ABD'nin psikolojik gücünü aza indirmeye ve bölgedeki hakimiyetinin azalmasını beklemeye yönelik bir politika izliyor.
Dolayısıyla her ne kadar Rusya'nın Donbass'a yönelik aktif girişimlerini görüyor olsak da, Rusya da fiili savaş konusunda ihtiyatlı davranacak ve bu ihtimali en son seçenek olarak değerlendirecektir. Şu an bölgede herkes birbirini test ediyor ancak Ukrayna, yeni yeni değişen jeopolitikteki ilk mukavemet noktası olacak. Fiili bir savaş ihtimali şimdilik uzak gözükse de Ukrayna, yeni tip bir soğuk savaşın en önemli cephesi konumunda. Ukrayna'nın bu çekişmeden dağılarak çıkması da kuvvetle muhtemel.
İNGİLTERE'NİN KARADENİZ'E SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
"RUSYA MASAYA GELENE KADAR PASLAŞMA DEVAM EDECEK"
İngiltere, şu an için NATO'nun caydırıcı gücü görevini üstlenmiş durumda. Washington ile Londra arasında bu konuda bir paslaşma olduğunu görüyoruz. İki ülke arasında devriye gezme konusunda bir sıra söz konusu. Bu paslaşma da Rusya'yı masaya getirene kadar devam edecektir. Bu süreçte ABD'nin de Rusya'ya yönelik demokratik vurgularda bulunacağından, yaptırım paketlerini genişleteceğinden bahsedebiliriz.
İngiltere'ninse bu anlamda sıcak çatışmaya girecek son ülke olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere bu tür gerilimlerde beyni oluşturan ülke olarak karşımıza çıkar ancak fiili uygulayıcı, her zaman için ABD olmuştur. İngiltere, ABD'nin diplomatik çağrılarına Rusya'dan yanıt alamaması nedeniyle devreye girmiş görünüyor.
İngiltere, savaş gemilerini yollayarak bu konuda arabulucu bir ülke olarak konumlanmaktan ziyade tarafını belli etmiş durumda. İngiltere, savaş gemileriyle Rusya'ya "Ben burada bir tarafım ve ABD'nin yanındayım" mesajını net bir şekilde Rusya'ya iletiyor. Bu bilek güreşi, bir satranç oyunu edasıyla devam edecek.
BÖLGEDE SICAK BİR SAVAŞ OLMASI DURUMUNDA NATO NASIL HAREKET EDER?
"BU KRİZDE ESAS OLARAK TÜRKİYE'NİN POZİSYONU ÖNEMLİ"
ABD, her ne kadar NATO içinde başı çekse de üye ülkelerin tüm kapasitelerini, askeri aklı, sahadaki becerilerini hesaba kattığımızda Türkiye ikinci sırada geliyor. Bu noktada kendi içinde de çözülmelerin, fikri ayrılıklarının yaşandığı NATO içinde Türkiye, tartışılmaz bir şekilde işin içine dahil olacaktır.
Türkiye yapıcı ve bu gerilimi azaltıcı bir rol oynayabilir. Türkiye, Rusya'yla diplomatik iletişim anlamında konuşabilen yegane ülkelerden bir tanesi. Rusya ile ayrı düşündüğü, ayrı düştüğü noktalar olmasına rağmen Türkiye, yapıcı bir iletişim kurabilen, sorunları kendi siyaset yöntemiyle çözebilen ve bunu Rusya'nın katı politikalarına rağmen başarabilen ve istediğini alabilen bir ülke.
ABD, İngiltere ve bir bütün olarak NATO, gerilimi bastırma konusunda bir sonuç alamazsa devreye Türkiye girecektir.
Altını tekrar tekrar çizmekte fayda var; Rusya, Batı'yı hiçbir şekilde güvenilir bulmuyor. Bu güven boşluğunu doldurabilecek yegane ülke Türkiye. Batı'yla Rusya arasında bu güveni tesis edebilecek tek ülke Türkiye. NATO da, ABD de, İngiltere de bu sorunun çözümü konusunda Türkiye'ye mutlaka ihtiyaç duyacaktır.