Sincar'ın Tel Azer köyünden kaçarken Mezra bölgesinde ailesiyle birlikte IŞİD esir düştüğünü söyleyen gerçek ismi yerine "Vaha" kod ismiyle konuşan 17 yaşındaki kız, 5 otomobille gelen militanların, kendisini dakikalarca dövdüğünü ifade etti. Vaha, IŞİD militanlarının genç, yaşlı demeden işkence ettiğini belirtti.
"Erkekleri gözümün önünde öldürdüler"
IŞİD militanlarının daha sonra kendilerini erkek, genç kız ve kadın-çocuk olmak üzere üç bölüme ayırdığını belirten Vaha, "Gözlerimizin önünde 17 erkeği Mazra bölgesinde vahşice öldürdüler. Vurulan insanlar, yakınlarının gözlerinin içine bakarak canlarını teslim etti" dedi.
Öldürülenlerin arasında babası, kardeşi ve amcasının da bulunduğunu dile getiren Vaha, şöyle konuştu:
"Esir aldıkları 23 kadını önce araçlarla Musul'un Baac ilçesine götürdüler. Baac'da diğer bölgelerden getirdikleri kadınlarla beraber yaklaşık 200 kişi olduk. Bizi buradan da kamyonlara bindirip Musul'a götürdüler. Civar köy ve ilçelerden topladıkları kadınlarla beraber 500 kişi olduk. Bizi Musul'da Galaxy Düğün Salonuna götürdüler. Salonda yemeksiz 10 gün geçirdik. İnsanlara çok kötü davranıyorlardı. Kadınlara saldırıyorlardı. Çok korkmuştuk ne yapacağımı bilemediğimiz bir ortamdaydık."
Daha sonra kendilerini gruplara ayırarak evlerde tuttuklarını dile getiren Vaha, yanlarına gelen kişilerin beğendikleri kızları satın alarak götürdüğünü ifade etti.
"Her gün döverek tecavüz ettiler"
Kendisiyle beraber 20 kişiyi Ebu Leyd adında birine sattıklarını vurgulayan Vaha, götürüldükleri evde yapılan kura sonucu IŞİD militanlarına dağıtıldıklarını kaydetti.
Kura sonucu her militanın bir kadını alarak götürdüğünü aktaran Vaha, "Bana sahip olmak isteyen bir kişiye önce karşı koymaya çalıştım. Arkadaşlarımın yanından ayrılmak istemedim. Ama beni döverek götürdü. Her gün döverek tecavüz ettiler" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Terör örgütü IŞİD'in kadınları mal gibi alıp sattıklarını birbirlerine ikram ettiklerini savunan Vaha şunları kaydetti:
"Beş yaşındaki bir kızı da 50 yaşındaki bir adamın götürdüğünü kendi gözlerimle gördüm. O küçücük kızı götürdüler ona ne yaptılar hiçbirimiz bilmiyoruz. Verilen yemeklerin içine bir şeyler karıştırdıkları için uyukluyorduk sürekli. Onlar da bize istediklerini rahatlıkla yapabiliyorlardı. Çok sıkıntılı günler geçirdik. Bir gün Musul'a yakın bölgeler uçaklar tarafından bombalanıyordu. O sırada kapımızdaki nöbetçi yerinden ayrıldı. Biz de gece saat 11.00'de bulunduğumuz yerden kaçmayı başardık. Giden bizden gitti. Hala da kabuslar görüyorum her gün. Sanki birileri beni kaçıracakmış gibi hissediyorum. Irak ve Kürdistan hükümetleri bir an önce esir olan insanları kurtarmalı."
Dinleyiciler zaman zaman gözyaşlarını tutamadı
"Hamile kadınlara ilaç vererek düşük yapmalarına sebep oldular"
Bir diğer Ezidi kızı olan 21 yaşındaki Hezal Mırzo ise esir düştükleri sırada militanların, birçok Ezidi erkeği kurşuna dizerek öldürdüğüne tanık olduğunu kaydetti.
Mırzo, "Üç aylık esaret hayatım boyunca sürekli tecavüze uğradım. Hamile kadınlara ilaç vererek düşük yapmalarına sebep oldular. Suçsuz günahsız insanlar zulmettiler. Acı çekmemiz onların hoşuna gidiyordu" ifadelerini kullandı.
Bir süre Musul'da kaldıktan sonra Telafer'deki bir okula götürüldüklerini anlatan Mırzo, şöyle devam etti:
"Gittiğimiz farklı yerlerde farklı adamlar zorla bizimle birlikte oluyordu. Çok direndiğimizde yemeklerimize ilaç karıştırıyorlardı. Yaptıkları zulmü her gün sıkılmadan tekrarlıyorlardı. Halbuki bugün zulmettikleri insanlar tarih boyunca kimseye karışmadan yaşamış insanlardır. Hayatımın en zor ve kirli günlerini geçirdim orada. Birleşmiş Milletler, Irak ile Kürdistan hükümetlerinden ricamız esir insanlarımızı, kadınlarımızı kurtarmalarıdır. Biz burada hayatımıza devam ederken, IŞİD başka yerde birilerine zulmetmeyi sürdürüyor. Şerefimiz, dinimiz ve namusumuzu kirlettiler."
"Ezidilere uygulanan soykırımı herkes tanımalı"
IKBY Şehit ve Enfal Bakanı Mahmut Salih ise Musul ve çevresini işgal eden IŞİD'in azınlıklara verdiği zararın araştırılması için bir komisyon kurduklarını söyledi.
Ezidilere yapılanların dünya çapında soykırım olarak tanınması için çalıştıklarını dile getiren Salih, şunları aktardı:
"Aylar öncesinde Şengal'in, işgal edilmesiyle yerlerinden olan insanların dağa sığınması. Ardından günlerce süren yolcukta kaybedilen insanları düşündüğümüzde. Ezidilere bir soykırım yapıldı. Bu soykırımı herkes tanımalı. Bugün yapılan bu konferans sayesinde herkesin bu kızların anlattıklarını duymasını istiyoruz. Irak ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin yapılanları soykırım olarak tanımlarını istiyoruz. Bu kapsamda Avrupa ülkelerini ziyaret ederek elimizdeki belgeleri onlara sunduk. Çeşitli makamlarla 20'ye yakın toplantı gerçekleştirdik. Ama önce Irak mahkemelerini soykırım kararını vermesi gerekiyor."
Ezidi kızlar ve katılımcıların konuşmalarından sonra verilen arada, farklı etnik ve mezheplere ait kıyafetlerle sahneye çıkan kişiler, yetkili makamlara ulaştırılmak üzere ellerinde taşıdıkları yazılı mesajları zarflara koyarak bir karton kutunun içerisine bıraktı. Toplanan zarflar daha sonra Irak ve IKBY yetkililerine teslim edildi.
İki gün sürecek panel, kapsamında çeşitli uzmanlar tarafından oturumlar yapılacak. panelde alınan kararlar ve varılan sonuç, bir rapor halinde ulusal ve uluslararası yetkililerle paylaşılacak.