Sırp ordusunun Saraybosna kuşatmasının 120'nci günü. Yemyeşil dağların ortasında ezan seslerinin çan seslerine karıştığı Saraybosna tank namlularının kuşatması altında! Geceleri kapkaranlık. Elektrik yok. Su yok. Yiyecek ve ilaç yok. Sırp tankların kuşatması altındaki tarihi şehir halkı, açlığa ve ölüme mahkum edilmiş sanki. Dağlara yerleşen acımasız Sırp keskin nişancıları da ölüm saçıyor. Azrail, Saraybosna sokaklarında kol geziyor ama Birleşmiş Milletler'in (BM) silah ambargosu sürüyor. İşte böylesine karanlık günlerde kazmaya başladılar yaşam tünelini. Kazmalarla küreklerle ve hatta elleriyle kazdılar BM kontrolündeki havaalanının altından! 1 buçuk metre yüksekliğinde, 1 metre genişliğinde tam 800 metre uzunluğunda bir tünel bu. Tünelin yan duvarlarını ve tavanını kalın kalaslarla desteklediler. Tünelin bir ucu kuşatma gölgesinin içindeydi. Diğer ucu ise kuşatmanın dışında! Duvarlarından sular akan tünelden tam 3 buçuk yıl boyunca şehre yiyecek, ilaç ve silah taşıdılar. Burası Saraybosnalılar'ın nefes borusuydu. Taşıdılar! Taşıdılar! Taşıdılar!... Yaşam tüneline ben de girdim. Tünelin girişi yıkık dökük eski bir köy evinin bodrum katına açılıyor. Tünele girer girmez sırtlarında silah taşıyan Boşnaklarla karşılaştım gibi geldi bana. Hepsinin de gözlerinde ölümle yaşam arasındaki sıkışmışlığın izleri vardı sanki.
UMUT ÇİÇEKLERİ SOLACAK MI?
Yüzbinlerce insanın öldüğü, 1 milyona yakın insanın topraklarından sürüldüğü savaşın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ toplu mezarlar bulunuyor. Şimdiye kadar açılan toplu mezarlardan 20 bin kurban çıktı. Yaklaşık 10 bin kişi ise hâlâ kayıp. Belki savaşın en derin yaralarını Bosnalı Müslüman kadınlar ve çoçuklar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Tecavüze uğrayan Bosnalı Müslüman kadınların sayısının ise 20 bin kadar olduğu söyleniyor. Aylarca esir tutulup ruhları ve bedenleri yaralanan kadınlar bunlar. Aralarında intihar edenler, başlarına gelenleri söylemeye utananlar ve dünyaya getirmek zorunda kaldıkları çocukları terk edenler var. Yetimhanelerde büyüyen çocuklara "Savaş Bebekleri" diyorlar.
PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI BARIŞ
Çocuklarını terk edemeyen anneler ise günahsız çoçukların dünyasını karartmamak için gerçeği saklamanın kabusuyla yaşıyorlar. Korku öylesine yüreklere işlemiş ki silemiyorlar. Boşnaklar hâlâ adalet arıyor. Ama Bosna'da gelinen aşamada daha da vahim bir durum var. Barış pamuk ipliğine bağlanmış gibi. Neden mi? Çünkü Sırplar, Boşnaklar ve Hırvatlar arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Haris Sladziç'in sözleriyle aktarayım: "Komşusunu öldürenler sanki hiç birşey olmamış gibi yaşamlarını sürdürüyor. Avrupa'da giderek yayılan ırkçılığın bedelini biz ödüyoruz. Pek çok sorunumuz var. Çocuklar aynı sokakta yaşıyorlar ama aynı okullara gidemiyorlar. Bu koşullarda toplum nasıl birleşecek? Gelecekten büyük kaygı duyuyorum."
UÇURUM NASIL KAPANACAK?
Peki gelecek için umut nasıl yaratılacak? Yeniden kan akmaması için ne yapılacak? Haris Sladziç, görüşmemizde dünyayı adeta eleştiri bombardımanına tuttu. Dayton Anlaşması'yla etnik ayrılığa dayanan bir sistem kurulduğunu ve bunun süratle değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Sladziç'e göre, ülkede barışı korumanın ve bölünmeyi önlemenin tek yolu var. O da Bosna Hersek'i önce NATO, ardından da AB çatısı altına almak. Kısacası Sladziç, ABD ve AB'ye "Bölünüyoruz. Durdurun" diye çağrı yaptı.
DÜNYA BOSNA'DA SINAV VERİYOR...
Üç ay sonra Bosna'da yeniden seçim var. Ama seçim, yaşanan siyasi kilitlenmeyi kıracak gibi görünmüyor. Çünkü, Republika Sırpska, 42 kişilik parlamentoya gönderdiği 10 milletvekiliyle tüm kararları engelliyor. Ne NATO ne de AB üyeliği için karar alınabiliyor. Eğer yeniden masaya oturup kilitlenmeyi kıracak tedbirler alınmazsa Bosna'nın üstüne kara bulutlar çökecek gibi. Herkesin umudunu ABD ve AB'ye bağladığını gördüm. Haris Sladziç de, "Batı'ya güvenmekten başka şansımız var mı?" dedi. Aslında AB, Balkanlar'ı da sınırları içine almaya çoktan karar verdi bile. Ama önemli olan geç kalmamak. Dünya, Bosna'da yeni bir sınav veriyor. Ya NATO ve AB, Bosna Hersek'e süratle üyelik yolunu açacak ve barışı koruyacak. Ya da yeni bir savaşa bir kez daha seyirci kalacak!
BOSNALILARIN YAŞAM TÜNELİ
Nur Batur, Srebrenica katliamında Boşnakların adeta kendi elleriyle BM kontrolündeki havaalanının altından kazdığı 1.5 metre yüksekliğinde, 1 metre genişliğinde ve 800 metre uzunluğundaki yaşam tünelinin girişinde...
775 KURBAN DAHA
Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da, Srebrenica soykırımının 775 kurbanının cenazeleri bugün Potoçari'de toprağa verilecek.