Bundan
tam bir yıl önce,
22 Temmuz 2011 Cuma günü 77 kişi Anders Behring Breivik adlı ırkçı teröristin saldırılarına hedef oldu. Olayın şokunu üzerlerinden atmadan önce bunu yapanın Müslüman bir terörist olmasını umdular. Böyle olursa olayı sindirmek kolaylaşacaktı. Ancak çok geçmeden bu kişinin ari ırktan, öz be öz Norveçli olduğu açıklanınca bu kez Breivik'in ruh hastası olmasını dilemeye başladı Norveç halkı. Ancak ortaya çıkan gerçeklerin de gösterdiği gibi Breivik Norveçliydi, ırkçı ve İslam düşmanı olduğunu söylüyordu ve üstelik kurbanlarının da neredeyse tamamı Norveçliydi. Norveçliler, bu olay karşısında tek yürek oldu. Terörizme teslim olmayacaklarını, ifade özgürlüğünden ve çok kültürlü toplum yapısından uzaklaşmayacaklarını dile getirdi.
NORVEÇ DERS ALMAMIŞ
Ancak bugünlerde Norveç'te devam eden bir başka tartışma Norveç'in aslında Breivik olayından ders almadığını gösteriyor. Romanya ve Bulgaristan'dan gelen yaklaşık 300 kadar Roman (çingene), önce Oslo merkezdeki bir parktan kovuldu, ardından bir taş ocağına çadır kurdu. Taş ocağının komşuları havai fişeklerle Romanları taciz ederken taş ocağının sahibine Romanlara yer verdiği için ölüm tehditleri yağdı. Yerel medyada Romanlarla ilgili şu ifadeler yer aldı: "Denize dökelim bunları", "Fareler !", "Tükürün bunlara". Evet, Breivik'in gerçekleştirdiği ırkçı katliamdan tam bir yıl sonra yabancı bir etnik grup hakkında kullanılan bu ifadeler, Norveç toplumundaki ırkçı kökleri ve Breivik olayından hiç ders almadığını gösteriyor.
RUH HASTASIDIR
İskandinav ülkeleri "mükemmeldir". Üçüncü dünyada gördüğümüz olaylar ve failleri buralarda bulunmaz. O yüzden Breivik gibi birisinin çıkıp ırkçı ve terörist olduğunu söylemesini İskandinav halkı kaldıramaz. Breivik'in kullandığı türden retorik üçüncü dünyaya aittir ve orada görülür. İskandinav ülkelerinde böyle bir şey olursa bunun mutlaka başka bir adı olmalıdır. Breivik olsa olsa 'ruh hastası'dır.