Avusturya Anayasa Mahkemesi, Türk seçmenlerine ait olduğu iddia edilen seçmen listesinde ismi bulunduğu ileri sürülen bir kişinin çifte vatandaş olduğu gerekçesiyle idari mahkeme tarafından Avusturya vatandaşlığından çıkartılması kararını bozdu.
Anayasa Mahkemesi, aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) tarafından geçen yıl yetkili makamlara verilen ve nasıl elde edildiği tespit edilemeyen sözde Türk seçmenlerine ait listeye ilişkin kararında, "Belge gerçek ve güvenilir değil. Ayrıca belgenin nereden geldiği ve hangi zaman dilimine ait olduğu da saptanabilmiş değil. Bu nedenle uygun kanıt oluşturmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Mahkeme, gerçekliği ve nasıl elde edildiğine ilişkin belirsizliklerin yanı sıra elektronik ortamda hazırlanan belgelerin manipülasyona çok müsait olması nedeniyle söz konusu belgenin Avusturya vatandaşlığından çıkartılma kararına temel oluşturamayacağına hükmetti.
"ÇİFTE VATANDAŞLIK MAĞDURLARI İÇİN TARİHİ BİR KARAR"
Avukat Dr. Kazım Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anaya Mahkemesinin ülkede yaşayan Türk asıllı Avusturya vatandaşlarının çifte vatandaşlık suçlamaları nedeniyle karşı karşıya kaldıkları mağduriyeti gidermek adına "tarihi bir karar" aldığını söyledi.
Yılmaz, idari mahkemenin müvekkili hakkında verdiği Avusturya vatandaşlığından çıkartılma kararına ilişkin Anayasa Mahkemesine itirazda bulunduklarını belirterek, "Mahkeme, idari mahkemenin kararına gerekçe teşkil eden sözde seçmen listelerinin, gerçekliği, güvenilirliği ve nerede, nasıl hazırlanıldığına ilişkin kesin bir bilginin olmaması ve söz konusu belgelerin manipülasyona açık olması nedeniyle bu belgelerin delil olarak kullanılmayacağına hükmetmiştir." diye konuştu.
Avusturya mercilerinin sözde seçmen listesinde adı olduğu ileri sürülen kişilerden Türk vatandaşı olmadıklarını ispat etmesini istediğini hatırlatan Yılmaz, "Mahkeme çok önemli bir başka karar daha aldı. Buna göre Avusturya makamları, çifte vatandaş olduğu iddiasında bulunduğu kişilerden, 'Türk vatandaşı olmadığınızı ispat edin diye bir talepte bulunamayacak.' Çünkü mahkeme, Avusturya Göç ve Vatandaşlık Dairesi ya da idari mahkemelerin bu yöndeki iddialarının adı geçen kurumlar tarafından ispat edilmesi gerektiğine dikkati çekti." ifadelerini kullandı.
"MAHKEMENİN KARARI EMSAL TEŞKİL EDECEK"
Yılmaz, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararın Avusturya mercileri tarafından bağlayıcılığına dikkati çekerek, kararın aynı zamanda diğer mağdurlar için önemli bir emsal teşkil edeceğinin altını çizdi.
Çifte vatandaşlık konusuna ilişkin hukuki süreci devam eden kişilerin bu kararla vatandaşlıktan çıkartılmalarının mümkün olmayacağını vurgulayan Yılmaz, bu konuda mağduriyet yaşayanların hukuk mücadelesini sürdürmeleri gerektiğini ve konuya ilişkin uzmanlardan yardım almalarının önemini vurguladı.
ÇİFTE VATANDAŞLIK SORUNU
FPÖ, geçen yıl bu ülkedeki Türk seçmenlere ait olduğu iddia edilen seçmen listelerini yasa dışı bir şekilde elde ederek söz konusu listelerde adı bulunan bazı kişilerin çifte vatandaş olduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Bazı istisnai durumlar hariç çifte vatandaşlığın yasak olduğu ülkede, çok sayıda hukukçu ve uzman, aşırı sağcı partinin girişimine tepki göstermiş, resmi kurumlardan elde edilmemiş ve "gerçekliğinin şüpheli olduğu sözde belgeler" üzerinden hukuki bir sürecin başlatılamayacağı görüşünü paylaşmıştı.
Hukukçuların itirazlarına rağmen başta Viyana olmak üzere birçok eyalet savcısı konuya ilişkin soruşturma başlatmış, kimi bölge mahkemeleri gayri resmi bir belgeye dayanarak, bazı Türk kökenli Avusturya vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkartılması yönünde karar almıştı.
Çifte vatandaşlık konusunda mağduriyet yaşayanlar, alınan kararlara bir üst mahkemelere başvurarak itiraz ederken, Avusturyalı yetkililer, Türk asıllı birçok Avusturya vatandaşından, çifte vatandaş olup olmadığının ispatını istemişti.
İsrail, Yunanistan ve ABD vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkı tanınan Avusturya'da özellikle aşırı sağcı hükümetin, İtalya'nın Güney Tirol bölgesinde yaşayan ve Almanca konuşan kişilere çifte vatandaşlık verilmesi yönünde yasa tasarısı hazırladığı bir süreçte, Türk vatandaşlarına yönelik bu tutumu tepkilere neden oluyor.