Başlarken...
17 aydır devam eden ayaklanma, 20 binden fazla ölü, binlerce esir, on binlerce evsiz... Ramazan ayının başlaması ile zirveye ulaşan iç savaş... Uluslararası toplumun durduramadığı savaş yanı başımızdaki Suriye'yi yıkıyor. Tüm dünyanın akıbetini merak ettiği savaşı 8 gün boyunca yerinde yaşadım. Sabahları ölüm haberleri ile uyanıp, bütün gün hayatta kalma mücadelesi verenlerleydim. 3 gün sürecek yazı dizimiz boyunca Suriye'ye nasıl ulaştığımı, orada nelere şahit olduğumu ve nasıl geri döndüğümü aktaracağım.
Sabah 10:30 uçağıyla İstanbul'dan Hatay'a ulaştım. Bölgedeki birkaç bağlantı ile yapılan görüşmenin ardından İstihbarat servisimizin bağlantıları ile Kilis'teki Es Selam sınır kapısına ulaştık. Sınırda insanları karşıya geçirmeyi kendisine iş edinmiş insanlar belli bir bir miktar para karşılığında bizi köylülerin sürekli kullanmakta olduğu bir kısmı temizlenmiş mayınlı araziye kadar ulaştırdı. Orada bizi bekleyen bir başka kişiye teslim etti. Elden ele teslim edilirken herkes payını almaya devam ediyordu. İlaç almak için sabah Kilis'e geçmiş olan Suriyeli bir aile ile birlikte uzunca bir bekleyişin ardından ilerlemeye başladık. Attığınız ikinci bir adımın mayına denk gelme ihtimali oldukça yüksek bu bölgede. Ayrıca sınır boyunca kulelerde nöbet tutan ve devriye gezen askerleri alt etmeniz lazım.
UZUN SÜREN SORGU SAATLERİ
Birkaç yüz metre ilerledikten sonra dört beş kadar çadır kurulmuş bölgeye konuşlanmış vaziyette olan muhalif askerlerin uzun sorgusu altına girdik. Türkçe bilmemeleri işi biraz zorlaştırmıştı. Ellerinde kalaşnikof marka silahları ile giriş çıkışları denetlemeyi kendilerine görev bilmiş vaziyetteydiler. Gazeteci olduğumu ve Türk olduğumu öğrenmeleri yetmedi, Türkmen köyü Rial'de bizi bekleyen bağlantılarımızın telefonda bizi tanıdığını onaylamasıyla sorgumuz sona erdi. Bir araçla kendisinin evine götürüldük.
YALNIZ BIRAKILAN TÜRKMENLER
Rial'de Özgür Suriye Ordusu'nun oluşturduğu bir karakola giderek sohbet ettik. Yıllardır nasıl bir zulüm içerisinde yaşadıklarını, ceplerindeki son paraya kadar silah ve mermi alarak canlarını ve namuslarını korumaya çalıştıklarını anlattılar. Gün doğana kadar sohbet ettik, sabah kuşatma altındaki Halep'e doğru yola çıkacaktık. Alternatif ara yolları kullanarak 2 saatlik bir yolculuğun ardından Halep sınırına kadar ulaştık. Kente yaklaştığımızda bombardıman devam ettiği için emniyet sağlanana kadar beklemek zorunda kaldık. Halep'e girdiğimizde güneş batmak üzereydi.
SAVAŞIN TAM ORTASINDA
Halep'e girdiğimiz anda bu şehrin nasıl bir cehenneme dönüştüğüne daha canlı şahit olmaya başlamıştık. Yanmış tanklar, otobüsler, kapatılmış, ıssız sokaklar, büyük kısmı terk edilmiş adete ölmek üzere bir şehir. Muhalifler tarafından Halep merkezinde terk edilmiş olan bir eve yerleştirildik. Akşam saatlerinde ulaştığımız şehirde bir süre yaşanan sessizliğin ardından sahur vaktinde tekrar aralıksız bombardıman başlıyordu. Güneşin doğmasını hiç bu kadar beklediğimi hatırlamıyorum... Gün doğduğunda ise Suriye cehenneminde ölümle tanıştım...
SINIRDAN TEHLİKELİ KAÇIŞ
Sınır kapısından giriş ve çıkışların yasaklanmasıyla bölgedeki köylüler sınırdaki mayınlı araziyi kullanmak zorunda kalıyorlar.
MUHALİFLER ÜNLÜ SUNUCUYU İNFAZ ETTİ
Geçtiğimiz ay kaçırılan Suriye devlet televizyonunun ünlü sunucularından Muhammed El Said'in infaz edildiği açıklandı. El Kaide bağlantılı Cebhe El Nusra adlı militan grup, Şam'daki evinden kaçırdıkları El Said'i sorguladıktan sonra öldürdüklerini açıkladı. Nusayri milis gücü Şebbiha üyesi olduğunu belirttikleri Muhammed El Said'i "rejimi destekleyen herkese ders olması için" öldürdüklerini belirten grubun yayımladığı resimde, korkmuş olduğu ve işkence gördüğü belli olan El Said'in arkasında El Kaide bayrağı görülüyor.