ABD Kongresi'nde Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi sonrasındaki iki yılın değerlendirildiği bir oturum düzenlenirken, Kongre üyeleri Mursi'ye idam cezasını ve ülkede demokrasi ve insan hakları ihlalleriyle yönetimin baskıcı uygulamalarını eleştirdi.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika alt komitesinde yapılan oturumda, alt komitenin başkanı Cumhuriyetçi Ileana Ros-Lehtinen, "2011 devriminden bu yana Mısır'da görmeyi arzu ettikleri değişimin yavaş düzeyde olduğunu" belirterek, ABD'nin dış politika hedeflerini şekillendirirken en öncelikli hesaba katması gereken alanın insan hakları olması gerektiğine inandıklarını söyledi.
"Bir demokrasinin tek koşulu seçim sandığı değildir" ifadesini kullanan Lehtinen, hükümetlerin aynı zamanda demokratik olarak idare etme ve vatandaşlarının haklarına saygı gösterme sorumluluğunun bulunduğunu kaydetti.
Mısır'ın son dönemde ABD'den uzaklaşıp Rusya ile daha fazla yakınlaşma niyetinde olduğuna işaret eden Lehtinen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ABD'nin Mısır'la ilişkilerini zedelemesine izin veremeyeceklerini, bunun ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarına ciddi bir darbe olacağını savundu. Ancak Lehtinen, Kahire yönetiminin iç reformlarda ilerleme sağlamamasına da ABD olarak tepkilerini ortaya koymaları gerektiğini vurguladı.
"MURSİ'YE VERİLEN İDAM CEZASINDAN KAYGILIYIM"
Demokrat Kongre üyesi Brendan Boyle, Mursi hakkındaki idam cezasını eleştirerek, "Sadece Mursi değil, 100'den fazla kişiye verilen idam cezalarından da çok kaygı duyuyorum" ifadesini kullandı.
Cumhuriyetçi Kongre üyesi Ted Yoho da oturumun sonrasında AA muhabirinin bir sorusunu yanıtlarken, "Mursi'nin idam edilmesi, bu, ülkedeki istikrarsızlığı daha da kızıştırır" dedi.
Oturuma davet edilen yetkililerden Ortadoğu Politikası Tahrir Enstitüsü adlı kuruluşun icra direktörü Nancy Okail de Mursi dahil 100'den fazla kişiye verilen idam cezalarının, hukukun üstünlüğüne zarar verdiğini ve onu bir adalet aracı olmaktan çıkarıp baskı aracına dönüştürdüğünü bildirdi.
"OLAĞANÜSTÜ BOYUTTA YIKIM VE KAOS"
Demokrat Kongre üyesi David Cicilline de Mısır halkının son birkaç yılda "olağanüstü boyutta bir yıkım ve kaos" yaşadığını ifade ederek, "Bugün, güvenliği bahane ederek baskıya başvuran, en uygun şekliyle Mübarek 2.0 olarak tanımlanabilecek bir rejim altında yaşıyorlar. Bence sormamız gereken soru, son 4 yıl içinde çok fazla şey kazanan ve kaybeden Mısır halkının, eski yıldırma, baskı ve şiddet taktiklerine geri dönen bir rejim altında yaşamak isteyip istemedikleri. Bence istemiyorlar" diye konuştu.
Cicilline, ABD'nin Mısır politikalarının, sadece güvenlik ilişkisini değil, aynı zamanda otokratik rejimleri destekleme modelinin uzun vadede tabiatı gereği istikrarsız olduğu gerçeğini de yansıtması gerektiğini anlatarak, "Sisi rejimine demokratik reformları geçirmesi ve temel insan haklarına saygı göstermesi için baskı yapmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.