İki ülke başbakanının birbirlerine ilk isimleri ve "dostum" kelimesi ile hitap ettiği toplantıda Türkiye İngiltere arasında altın çağın yaşandığı vurgusu yapıldı.
Toplantıda ilk olarak British Council ve Yunus Emre Kültür Merkezi arasında, İngiltere'de Yunus Emre Kültür Merkezi kurulmasına ilişkin bir anlaşma imzalandı. Ardından iki
ülke Başbakanı Türkiye Cumhuriyeti-Birleşik Krallık Stratejik Ortaklık Belgesi'ni imzalayarak güncelleştirdi.
Anlaşmaların imzalanmasının ardından açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile İngiltere arasında ilişkilerin altın çağını yaşadığını belirterek, İngiltere'nin Türkiye'nin AB üyeliği konusunda verdiği desteğe dikkat çekti. Erdoğan, konuk Başbakan David Cameron ile yaptıkları görüşmede, İngiltere'de bulunan hiçbir siyasi partinin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmadığı, üyeliği desteklediği bilgisini aldığını kaydederek görüşmeye ilişkin şu ayrıntıları verdi:
"Bundan sonraki süreci güncelleyerek çok daha güçlü bir zemine oturtalım istedik. Bununla birlikte İngiltere'de 150 bin vatandaşımız var. 17 bin yerel meclislerde yer alan Türk var. Amerika'dan sonra lisanüstü öğretimde Türkler'in en çok tercih ettiği ülke ingiltere. Harçlar AB ülkelerine olduğu gibi olursa, Türk öğrencilerin ilgisini daha da artıracaktır. Çok daha fazla Türk genci lisans ve lisansüstü öğretimini yapacaktır. Bölge itibariyle Türkiye'nin konumu İran'ı konuştuk. Irak'la ilgili, Suriye ile ilgili görüşmelerimiz oldu. Ortadoğu ve hepsinden anlamlısı Kıbrıs'la ilgili görüşmelerimiz oldu. Üç garantör ülke olarak sürece ne gibi katkılarımız olabilir. Bu yıl sonuna kadar süreci hızlandırmak suretiyle bitirebilir miyiz, bitirme kararlılığımız var mı? Bunları konuştuk. Ben aynı iradeyi sayın David'de de gördüm. Ciddi katkıları olacağına inanıyorum."
Erdoğan ayrıca Cameron ile Türk-İngiliz üniversitesi kurulması konusunu da görüştüklerini ifade ederek vakıf üniversiteleri aracılığı ile bu üniversitenin kurulabileceğini söyledi.
"ORTAK BİR VİZYONU PAYLAŞIYORUZ"
Konuk Başbakan David Cameron ise Başbakan Erdoğan'ın Altın Çağ yorumuna katıldığını ifade ederek ortak bir vizyonun paylaşıldığını söyledi. Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki desteğini bir kez daha vurgulayan Cameron "Türkiye'nin AB tam üyesi olmasını kuvvetle istiyoruz. Türkiye'nin kampın bekçiliğini yaparken, çadırın içinde olmamasından memnun olmadığını biliyorum" dedi. Türkiye'nin ekonomide gösterdiği büyümeye de dikkat çeken Cameron şunları söyledi:
"Türkiye'nin doğu ile batı arasında bir tercih yapmayarak ikisini de tercih etmesini doğru buluyoruz.İran'ın nükleer silahı olmaması ortak görüşümüz. İsrail ile Filistin arasında doğrudan görüşmelere geçmek konusunda ortak görüşümüz var.
Afganistan'da güvenlik ve istikrar açısından neler yapabiliriz bunları konuştuk. Türkiye'nin katkısı çok önemli. Müslüman büyük nüfusu olan bir ülke. Bir işgal olmadığını anlatmak açısından önemli. Çok üretken görüşmeler yaptık. Gerçektende ilişkilerimizde bir altın çağ olduğunu düşünüyorum."
İngiltere Başbakanı David Cameron ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ortak basın toplantısında, Türkiye'nin AB üyeliği, İsrail-Filistin meselesi ve Kıbrıs konuları öncelikli gündem maddeleri olarak yer aldı. Başbakan Cameron Kıbrıs meselesinin bu yıl sonuna kadar çözülmesi gerektiğinin altını çizerken "Kıbrıs sorununu bir kenara bırakamayız. Türkiye'nin AB üyeliği açısından da destek olmak istiyorum. O sürecin önünde duran bir sorun bu" ifadelerini kullandı.
Ortak basın toplantısının devamında iki ülke Başbakanı basın mensuplarının sorularını yanıtladı. BBC Televizyonu muhabirinin Türkiye'nin AB üyeliği sonrasında İngiltere'ye çok sayıda göç olabileceği, bunun politikalara ayrı düşeceği yönündeki sorusuna "Ben her zaman yeni üyelerin geçişinde dönemli kontrollerinden bahsettim. Ekonomiler büyüdükçe, daha birbirine eşit hale geldikçe ülkeler arasındaki insan akışı çok olmuyor. Ben Türkiye'de çok büyük bir hızda büyüme görüyorum. Yüzde 11.5 büyüme, bizim rakamlarımızı çok mütevazı gösteriyor. Türkiye'nin 2025'e kadar çok daha büyük olacak" sözleriyle yanıt verdi. Cameron, Gazze'ye ilişkin açıkhava hapishanesi yorumunun sorulması üzerine ise şunları söyledi:
"Birkaç yıl önce avam kamarasında söylediğim bir şeydi. Bir şeyi gizli tutmak istiyorsanız, avam kamanasında söylemeniz yeterli olduğunu gösteriyor bu soru. Gazze'de halen dışarı çıkmak, gerekli malzemenin girmesi çok zor. Bu tarif haklı bir tarif. İlerleme de kaydetmemiz gerekiyor. Türkiye'nin oynayabileceği çok önemli bir rol var."
Aynı soruya Başbakan Erdoğan ise Gazze'nin açıkhava hapishanesi olduğu görüşünü yineleyerek Gazze'ye yönelik ambargonun kaldırılmasına destek vermeyen ülkeleri eleştirdi. Erdoğan şöyle konuştu:
"Şu anda hala oralara kimse giremezken, inşaat malzemeleri sokrulmazken, bu ambargonun kaldırılması gerçekten bir dramdır ve insanlığın buna seyirci kalması düşündürücüdür. Örneğin Şarm El Şeyh'te donörler toplantısında 4.5 milyar dolar yardım sözü verilmesinden bu yana bir yaprak dahi kıpırdamamıştır. Gazze'ye gelen yardım konvoyları saldırıya uğramıştır. Orada nitekim İngiliz parlamenterler 33 ülkeden yardım gönüllüleri vardı. O yaşanan tablo tüm insanlığın önünde uluslararası karasularda yapılmış bir saldırı tek kelimeyle ifade edilebilir o da korsanlıktır. Bunu Somali korsanları yapıyorlar, dünya tedbirler alıyor, üzerine gidiyor. Burada böyle bir olay gerçekleşince adil bir yaşamı dünyada tesis etmek için varolan siyasi liderlerin sessiz kalması düşünülemezdi. Temenni ediyorum ki bu yanlış gidişi düzeltiriz. İsrail bu yanlışından vazgeçer. Türkiye'den özrünü dilemesi tazminatların ödemesi¸ ambargoların kaldırılması lazım. Bölge barışına katkı sağlamamız lazım. Milletim de böyle düşünüyor."
TÜKÜRDÜĞÜMÜZÜ YALAYAMAZDIK
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırıma Hayır oyu vermesinin Türkiye İngiltere ilişkilerini nasıl etkileyeceği yönündeki bir soruya ise "tükürdüğümüzü yalayamazdık" sözüyle yanıt verdi. Erdoğan, "Nükleer silah olan bir ülke değiliz. Bölgemizde de nükleer silaha karşı olan bir ülkeyiz. Bu konuda konuşanlar da tabi kendilerinde nükleer silah olanlar konuşuyor. Biz de diyoruz ki İran'da şu anda var mı yok. Ama deniliyor ki ileride olabilir. Tahran anlaşmasının en önemli kısmı şudur. UEAK'a üyedir. İsrail de öyle İran NPT kurallarına uymayı kabul ediyor, ama öbür taraf kabul etmiyor. Türkiye'de takası İran kabul etti. Viyana Grubu ipe un serdi. Bu da hoş değil. Neticeye gidelim derken ne yazık ki yaptırımlar devreye girdi. Yaptırımlar devreye girince de biz de Tahran anlaşmasına imza koymuş bir ülke olarak tükürdüğümüzü yalayamazdık. Dürüst olmamızın gereği buydu. Biz ülkemizde nükleer silah istemiyoruz. Bunu İran'a hep telkin ettik, ediyoruz.BM güvenlik Konseyindeki bu oylamayla İsrail-Türkiye arasındaki bu ayaşana sıkıntıları hiçbir zaman Türkiye-İngiltere arasında asla düşünmemek lazım. O işin farklı bir biyotu bu farklı boyutu" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNDE KIBRIS ÖNEMLİ BİR SORUN
Konuk Başbakan David Cameron ise Kıbrıs sorununun çözümünde İngiltere'nin nasıl bir rol oynayacağı yönündeki soruya "tarafları bir araya getireceğiz" sözleriyle yanıt verdi. Cameron bu sorunu yıl sonuna kadar çözüme kavuşturmak için görüşmeler yapılacağını belirterek "Avrupa'nın çözülmemiş önemli bir sorunu, bunu bir kenara bırakamayız. Türkiye'nin AB üyeliği açısından da destek olmak istiyorum. O sürecin önünde duran bir sorun bu" diye konuştu. Cameron, İngiltere'nin 5 PKK'lı teröristi Türkiye'ye iade etmemesi, bu bağlamda terörle nasıl ortak mücadele verileceği konusundaki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"PKK ingiltere'de yasaklanmış bir örgüttür. Böyle de olmaya devam edecektir. Her bir iade kendi usulüne göre yapılır. Her bir vakanın olayın kendi detayına göre yapılır. Terörizmle mücadele etme konusunda dünyanın neresinde olursa olsun istihbarat birimlerimizin işbirliği mücadelesi devam eder. Biz de terörden mağdur bir ülkeyiz çalışmaya devam edeceğiz."
"TONY İLE DOSTTUK, CAMERONLA DEVAM EDECEĞİZ"
İki ülke başbakanının oldukça samimi ve dostane mesajlar verdiği toplantıda İngiliz basın mensuplarından biri Erdoğan'a Türkçe olarak bir soru yöneltti. Erdoğan'ın "Maşallah Türkçe de biliyorsunuz" diyerek yanıt verdiği muhabir, eski Başbakan Tony Blair ile olan dostane ilişkilerini hatırlarak, "Cameron size Blair'i hatırlatıyor mu" sorusunu yöneltti. Başbakan Cameron'ın "Kulaklığım çalışmıyormuş gibi yapayım" diyerek espri yaptığı soruya Erdoğan konuk Başbakan'a dönerek "Benim Tony ile olan dostuğuum arkadaşlığım her zaman çok iyi oldu. Görevi bıraktığı ana kadar da çok iyi geçti. Devletlerde devamlılık esastır anlayışı gereği değerli dostumla David'le de aynı şekilde kaldığımız yerden devam ediyoruz. Burnada bir sıkıntı, bir değişiklik yok" sözleriyle yanıt verdi.