Afrika'nın doğusunda son 60 yılın en ağır kuraklığı yaşanıyor. Bölgedeki 11 milyon kişi açlık ve ölüm tehlikesi altında. SABAH, Birleşmiş Milletler'in (BM) "kıtlık" ilan etmesinin ardından, bu insanlık dramını yerinde görmek için Somali'nin yolunu tuttu. Binlerce insanın, derme çatma kamplarda, açlığa nasıl karşı durmaya çalıştığını gözlemledi. Somali'de 3 milyon 700 bin kişi yani nüfusun yaklaşık yarısı açlık sıkıntısı içinde. Bunun 2 milyon 800 bini ise kuraklığın en şiddetli görüldüğü güney kesimlerde yaşam mücadelesi veriyor. Başkent Mogadişu'ya, 3 yıldır tek damla yağmur düşmemiş. Bakool ve aşağı Shabele'deki kıtlık ve salgınlar, diğer şehirler Juba ve Bay'a da hızla ulaşmış. Çoğunluğunu kadın ve çocuklardan oluşan kafileler, komşu ülkeler Etiyopya ve Kenya'ya gitmeye çalışıyor. Ancak buradaki kamplara ulaşamadan, açlık ve yorgunluktan ölüyorlar. Kalanlar da açlıkla yüz yüze. Yaklaşık 50 bin kişi, bölgeye girmeyi başaran birkaç yardım kuruluşunun oluşturduğu, hiçbir altyapısı bulunmayan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Somali halkının çoğunluğunu, hayvancılıkla geçimini sağlayan göçebe topluluklar oluşturuyor. Yoksulluğun kıtlık düzeyine gelmesinin sebebi, çiftlik hayvanlarının salgınlar nedeniyle ölmesi, kuraklık ve susuzlukla salgın hastalıkların baş göstermiş olması. Bölgedeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve kabile çatışmaları da bu kıtlığa zemin hazırlayan faktörler arasında. Yetkililer, bölgede son olarak 19 yıl önce kıtlık ilan edildiğini ve iç savaşla birlikte 200 bin kişinin öldüğünü hatırlatırken; bu sefer, çok daha fazla can kaybının söz konusu olabileceğini belirtiyor.
SONU GÖRÜNMEYEN KUYRUK
Kentin asfalt görmemiş engebeli yollarından yardım kamplarına giderken pencereden etrafı gözlüyorum. Kimisi üniformalı, kimisi sivil ellerinde makineli tüfeklerle bekleşen insanlar dikkatimi çekiyor. Makinemi kaldırıp fotograf çekmeye yelteniyorum. Ama şoförün uyarısı buna engel oluyor. İlk durağımız "Badbaado" kampı... Bu kamp, Mogadişu yakınlarındaki 10 kamptan biri. İnsanlar, topladıkları çalılıklarla çadırlar kurmuş. O sabah gelip gelmeyeceği belli olmayan gönüllülerin sunacağı birkaç kilo darı ve sıvı yağı bekliyorlar, ellerinde boş tencerelerle. Yardımlar dağıtılırken oluşan kuyruğun sonu neredeyse görünmüyor. Büyük çoğunluğu dünyaya gözlerini henüz açmış çocuklar ve kadınlardan oluşan bu insanların tek suçu, bu coğrafyada dünyaya gelmiş olmak. Üfleseniz yıkılacak, kibrit çaksanız kül olacak durumdaki kampı algılamaya, algılayabildiğim kadarını da fotoğraflamaya çalışıyorum. Ancak elde ettiğim görüntüler, bu insanların durumunu değiştirmek için yeterli değil. Kamplarda kalanların sayısı her geçen gün artıyor. Başta BM olmak üzere UNICEF, Dünya Gıda Programı, Oxfam, Islamic Relief, Muslım Aid, International Islamic Relief gibi uluslararası yardım kuruluşları çalışmalarını sürdürüyor. Fakat Batılı ajansların çoğu, son günlerde güvenlik endişesi ile yardımları zayıflatmış durumdalar. İnsani Yardım Vakfı (İHH) çalışmalarını başlatan ilk Türk yardım kuruluşu. İHH, Mogadişu'daki 4 kampta, aile başına 25 kilo pirinç, 25 kilo darı ve 3 litre sıvı yağ dağıtıyor. Toplam 6 bin aileye ve 42 bin kişiye yardım ulaştırıyor. Yine İHH öncülüğünde, Somali'nin birçok bölgesinde 250 su kuyusu açtırılmış, yeni su kuyuları için de çalışmalar başlatılmış. Bölgede yardım çalışmalarını sürdüren İHH Afrika Masası Koordinatörü Murat Uyar; "Kuraklık nedeniyle vitamin eksikliği ve gıda yetersizliği had safhada. Özellikle bebek ölümlerinin sayısının artmasından endişe ediliyor. Gerekli önlemler alınmazsa açlıktan yaşamlarını yitiren insanların sayısı her geçen gün artacaktır. Türkiye'de insani yardım çalışması yapan tüm sivil toplum kuruluşlarını ve devletin ilgili birimlerini bu krize kulak vermeye çağırıyoruz" diyor. Uyar; temel gıdalar ve acil ihtiyaç duyulan ecza kolileri ile yüklü bir geminin bölgeye doğru yola çıkması için çalışma başlattıklarını dile getiriyor.
SİLAHLI GRUPLARIN ELİNDE
BM ve ABD ise, yardım örgütlerinin çalışmalarını hızlandırabilmek için Somali'deki silahlı gruplardan daha fazla güvenlik garantisi istediğini açıkladı. Çünkü, geçmiş yıllarda BM Gıda Programı'na kayıtlı 14 kişinin hayatını kaybettiği Somali, "dünyanın çalışılması en zor ülkesi" olarak biliniyor. Somali'nin güneyini ve iç kesimlerini kontrol altında tutan El Kaide bağlantılı El Şebab örgütü, 2009'da yabancı yardım gruplarının bölgeye girişine yasak getirmişti. Örgüt şu anda bu yasağı hafifletmiş durumda. Ancak bölgede ne hükümet ne de yardım kuruluşları gerçek bir operasyon yapamıyor.
HEMEN HAREKETE GEÇİN, YARIN ÇOK GEÇ
Dünya Gıda Programı, Gedo bölgesindeki 175 bin kişi ile Mogadişu'nun kuzey koridorundaki Afgoye bölgesindeki 40 bin kişiye gıda ve yardım ulaştırdıklarını, çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. UNICEF yöneticilerinden Shanelle Hall; "İnsanların hayatını kurtarmak istiyorsak hemen harekete geçmeliyiz. İlaç ve gıda ulaştırırken, çocukları ve kadınları öncelikli tutarak bölgeden acil olarak çıkarmalıyız" dedi. İngiltere Başbakanı Cameron da, 146 milyon dolarlık yardımı açıklarken, Avrupa'ya da çağrı yaptı.