Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Gidenler ve kalanlar

Meral Okay'ın ardından ne diyeyim? Öyle güzel şeyler söylendi ve yazıldı ki... Belki şunu ekleyebilirim: O, belki ilk kez TV yazarlığı denen şeyin ne denli önemli olduğunu bizlere hatırlattı. Beğensek de beğenmesek de, o dizilerin geniş kitleler için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. En büyük yazarlara bile nasip olmayan bir ilgi ve sevgi halesiyle çekip gitti. O işi yapanlara ve tüm TV emekçilerine iyi bir moral desteği olmuştur. Benim bir türlü anamadığım sevgili Hüseyin Baş'ı, Allah'tan örneğin Ali Sirmen kaç haftadır anıyor. En iyi biçimde, yani fıkralarıyla... O sevgi ve mizah adamı Hüs'ü anmanın en iyi yolu. Çok iyi bir dış politika uzmanı olduğu kadar, Sinematek'in kuruluşunda Şakir Eczacıbaşı ve Onat Kutlar'la birlikte çalışmış, bir dönem de başkanlığını yapmış bir sanatseverdi o. Ama en büyük özelliği, parlak ve hınzır zekasıydı. Çiçek Bar'a girdiğinizde, eğer bir köşeden kahkahalar geliyorsa, Hüs'ün fıkra anlattığını kestirebilirdiniz. Yalnız anlatmakla kalmaz, icat ederdi. Sık sık "Bak, yeni bir Laz fıkrası yazdım," deyip yakası açılmadık bir espri yaptığını hatırlarım. Bu iki güzel insana da Allah rahmet eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA