Geçen hafta Paris havalimanlarından birinden uçağa binmek zorunda olanlar ya da şehre uçakla gelenler, taksi şoförlerinin grevi yüzünden kabus yaşadı. Katma değer vergisindeki artışları ve özel şoförlerle hizmet veren turizm şirketlerinin yarattığı haksız rekabeti protesto etmek için yüzlerce taksici greve gitti. Sabah araçlarıyla barikatlar oluşturarak havalimanlarına giden yolları kapatan sürücüler sadece uçağa binecek olanlara değil, işe gitmek için yollara dökülen Paris halkını da çileden çıkardı. Çileden çıkardı diyoruz ama aslında grev yapmak Fransızlar için neredeyse bir milli spor.
GREV ONLARA ATALARINDAN MİRAS
Fransız İhtilali gibi tarihin akışını değiştiren büyük bir başkaldırıya imza atanların torunları olan Fransızlar'ın hükümete ve çalıştıkları özel sektöre baskı aracı olarak kullandıkları grevler, birçok ülkenin aksine ekonomik krizle ortaya çıkan bir durum değil. İhtilalin mirasına Paris Komünü ve '68 hareketi de eklenince, hoşnutsuzluklarını sokağa dökerek değiştirmeye çalışmak Fransız kültürünün bir parçası. Çalışanların sadece yüzde 8'inin sendika üyesi olduğu ülke, sendikalaşma birçok Kuzey Avrupa ülkesinin gerisinde olsa da Fransızlar'ın grevlerini farklı kılan, bir sektördeki grevin, diğer sektörler ve toplumun çeşitli grupları tarafından da desteklenmesi. Demiryolu işçilerinin emeklilik yaşının yükseltilmesi tasarısına karşı, akademisyenlerin, anaokulu öğretmenlerinin ya da otobüs şoförlerinin de iş bırakma eylemi yapması. bu sıra dışı dayanışmanın basit bir örneği... İptal olan trenler yüzünden randevularını kaçıran işadamları ya da metroda saatlerce bekledikleri için sınava yetişemeyen öğrencilerin yanı sıra grev yapılan iş kolunda hizmet alacak olanlar da aksaklıklara rağmen isyan etmiyor. Bunun nedeni ise gelecekte bir uygulamaya karşı greve gittiklerinde, diğer sektörlerde çalışanların da kendilerini destekleyeceğine inanmaları... Her ne kadar eski Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin döneminden beri eğitim ve ulaşım alanında kamu personeline grevde bile asgari düzeyde hizmet verme zorunluluğu getiren 'minimum hizmet ilkesi' uygulansa da Fransa'da hayat yılda birkaç kez grevlerle felce uğramaya devam ediyor.