İtalya'da resmi dairelerin hademesi bile en havalı vatandaştan daha kraldır. Postahaneden, okula, nüfus idaresinden belediyeye kadar birçok kurumda işiniz 'lütfen' yapılır. Vatandaş, ilkokula kaydını yaptıran çocuk psikolojisiyle sırasını bekler. Bunca yıllık İtalya macerasında, devlet dairelerinde çalışan arkadaşlarımız oldu, anlattıkları insanın hayal gücünü aşar. Devlet dairesinde deftere imza atıp, asıl işlerine koşanların, sırayla birbirini kollayanların haddi hesabı yok. Bir Fransız gazeteci arkadaşımın, postahanede çalışan nişanlısı nadiren işe uğruyordu. Asıl işi bilgisayar uzmanlığıydı.
BANKADA ÖRGÜ ÖREN VAR
Merkez bankasında çalışan bir başka arkadaşım, memurların, iş saatinde pazar alışverişlerini yapmalarından, hatta örgü örenlerden şikayetçiydi. Bir gün takside yolları sarı yapraklarla kaplı Viale Parioli'nin bu halinden yakınırken, taksi şoförü "Aslında bu yolu ve civarını temizlemek için her gün 10 tane temizlik işçisi görevli ama iki kişiden fazla göremezsiniz. Onlardan biri arkadaşım, kendi aralarında vardiyalı çalışıyorlar. Her gün iki kişi göreve çıkıyor" dedi. Ekonomik krizle birlikte bu rehavet döneminin sonuna gelindi. Özellikle belediyeler her gün yeni yasaklarla çalışanlarını daha da disipline zorluyor. Örneğin casino'su ile ünlü San Remo'da belediye çalışanlarının maaşlarını alıp oyun salonuna gitmeleri yasak. Modena'da uzun şahsi telefon konuşmaları yapmak, kendi cep telefonundan bile olsa iş saatlerinde Twitter ve Facebook'a girmek yasak. Imperia'da ise "Çıkıp bir kahve içelim" molası yasak. Espressonun ayakta iki dakikada içildiği düşünülürse, memurları ne kadar sıktıklarını siz düşünün. Napoli Belediyesi ise çalışanlarına basınla konuşmayı yasakladı. Bir de 150 avronun üstünde hediye kabul etmek yasak. Kamu çalışanları için yaratılan bu davranış kodları biraz da zamanın ürünü. Ekonomik kriz, sosyal depresyon derken, iyice gerginleşen ortamlarda yeni davranış kodları getirmek Akdeniz zekası ve yaratıcılığının son ürünü...