'Müziğin
Oscarları' olarak bilinen 56. Grammy Ödülleri'ne bu yıl Fransız grup Daft Punk damgasını vurdu. Sekiz yıllık bir aradan sonra çıkardıkları
Random Access Memories albümleri ve çıkış parçaları
Get Lucky ile dünya müzik listelerinde haftalarca zirvede kalan grup, aday gösterildikleri yılın albümü, yılın kaydı, en iyi elektronik albüm, en iyi düet pop performansı ve en ses mühendisi dallarında toplam beş Grammy ödülü kazandı. Tüm bu başarıya rağmen grubun üyeleri Thomas Bangalter ve Guy- Manuel de Homem-Christo birer yıldız gibi davranmıyor. Zira iki Fransız DJ'den oluşan grubun bu büyük müzik başarısının yanı sıra en önemli özelliği sürekli robot kıyafetleri giyerek yüzlerini kamuoyundan gizlemeleri.
TEŞEKKÜR KONUŞMASI PHARRELL'DEN
Get Lucky parçası için Daft Punk ile çalışan Amerikalı R&B kralı Pharrell Williams, Grammy Ödülleri töreninde de sessiz kalmayı tercih eden ikili adına konuşurken "Eminim Fransa bu ikiliden şu anda gurur duyuyordur. Robotlar adına teşekkür ediyorum, onlar da ailelerine teşekkür ediyor" diyerek salonu kahkahalara boğdu. Ödüllerin ardından Pharrell Williams, Nile Rod-gers, Stevie Wonder ve Daft Punk'un canlı
Get Lucky performansı törenin gerçekleştiği Stamples Center salonunu adeta bir dans pistine çevirdi. Her albümde yeni bir robot kıyafeti ile ortaya çıkan ikili, Grammy Ödülleri törenine de Star Wars efsanesindeki Stormtrooper imparatorluk askerleri gibi beyazlara bürünmüş olarak geldi.
ROBOT KIYAFETLİ ÇEKİNGEN İKİLİ
Simpsons dizisinin de bir bölümüne konu olan robot kıyafetli başarılı müzisyenlerin bu gizemli tarzı her ne kadar bir pazarlama stratejisi olarak yorumlansa da, ikili kariyerleri boyunca terk etmedikleri robot kostümlerinin en az müzikleri kadar önemli olduğunu ifade ederek bu iddiaları reddediyor. Başta çekingenlikleri nedeniyle bu kostümlere büründüklerini ifade eden Thomas Bangalter, bu halleri ile süper güçleri olan sıradan çocuklar oldukları hissini uyandırdıkları, öte yandan da normal insanlar gibi bir özel hayat yaşayabildikleri için memnun olduklarını da gizlemiyor. Zaman zaman ikiliye ait olduğu iddia edilen bazı fotoğraflar internette gezse de, tekno müziğin bu nadiren televizyonlara çıkan gizemli dahi çocuklarının tam olarak kim oldukları bilinmiyor. 1987'de Paris'in prestijli liselerinin birinde tanışan ikili, klasik rock süzgecinden geçirdikleri tekno ve house tarzı ilk albümlerini 1997 yılında Thomas'ın odasında kaydetmiş. Her birini ev stüdyolarında kaydettikleri
Homework, Discovery ve
Human After All albümleri ile uluslararası üne kavuşan ikili Anglo-Sakson dünyanın tekelindeki bu yeni jenerasyon müziğe bir Fransız dokunuşu ile fark katıyor.
Tron ve
Oblivion filmlerinin müziklerini yapan ikili,
Tron'un bir sahnesinde de robot kaskları ile görünüyor.
DİJİTALDEN ANALOGA GEÇİŞ
20 yıldır müzik piyasasında bulunan Daft Punk, 1990'lar boyunca tekno dans müziğinin geniş kitlelere yayılmasını sağlarken son albümlerinde dijital yazılımlar yerine canlı analog müziğe dönerek herkesi şaşırttı. İlk kez gerçek bir stüdyoda kaydedilen ve 13 şarkıdan oluşan albümde Pharrell Williams'ın yanı sıra Nile Rodgers, Giorgio Moroder ve Julian Casablancas gibi efsane isimlerle çalışan grup, röportajlarında yeni albümleriye büründükleri bu dijital karşıtı tavırlarını, bilgisayarların canlı müziğin yarattığı hazzı veremediğini söyleyerek açıklıyorlar.