Benim
danışanlarım bilirler ki, birlikte yürüteceğimiz kilo verme programlarında üç yasağımız vardır. Bunlardan biri gazlı içeçek, ikincisi şeker (çaya, kahveye şeker atma eylemi), üçüncüsü de meyve suyu (taze veya konserve fark etmez). Aramıza yeni katılan danışanımın ilk seansında, her zaman olduğu gibi üç yasaktan bahsetmeye başladım. Bu konuda çok net ve katı olduğumdan, içildiğini anladığım an programı bırakabileceğimden bahsettim. Danışanım çok sempatik bir şekilde "Ama pazarımıza böyle zarar vermeyin" dedi. Şaşkın bir şekilde, ne dediğini anlamaya çalıştım. Evet, danışanım gazlı içeçek sektöründe var olan bir işverendi. Ancak kendisi de son yıllarda tüketimini oldukça azaltmıştı ve bizim programımızla birlikte tamamen bırakabileceğini belirtmişti. Benim için çok önemli bu üç yasağa uymak. Çünkü insan bedenine, geri dönüşü olmayan zararları var. Peki neden gazlı içeçek içmemeliyiz?
1) Her gazlı içecek içildiğinde, bu içeceklerin içerdiği asit ve gaz bileşimi, midenin diğer sıvı alınımlarına oranla üç kat büyümesine neden olur.
2) Midede daha fazla süre kalabilen gazlı içecekler, mide yapısının bozulmasına neden olur.
3) Gazlı içecek tüketimi fazla olan kişilerde tokluk sinyalleri daha geç oluşur.
4) İnsan dilinin ön tarafında dört farklı tip kimyasal alıcı vardır; bunlar tuzlu, şekerli, ekşi ve acı tatlarına karşılık gelir. Tat alıcılarımız bir dizi işlemden sonra bu algıları elektrik sinyallerine dönüştürür ve beyne iletirler. Gazlı içeceklerin tatlı olmaları, vücutta normalden daha fazla insülin salgılanmasına sebep olur ve bu durum sonucunda özellikle karın çevresinde yağlanma oluşur.
5) Alkol veya sigara bağımlılığı ile eşdeğerdir.
6) İçerdiği yüksek asit düzeyi, şeker (1 litrede yaklaşık 20-32 kesme şeker) ve kafein gibi, insan vücuduna zarar veren birçok maddeyi içinde bulundurur.
7) Besleyici değeri sıfır, kalori değeri yüksek ve en önemlisi de sizi devamlı aç hissettiren, midenizde kazınma hissine yol açan içeceklerdir.
8) Yakın zamanda yayımlanan bütün araştırmalar, başta çocukluk çağı olmak üzere büyük yaş gruplarında da şişmanlıkla gazlı (kolalı) içeçek tüketimi arasında önemli bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
9) Her gün bir şişe gazlı içeçek tüketen çocuklarda obezite riski yüzde 60 artıyor, yetişkinlerde ise yüzde 80 diyabet riski artış gösteriyor. Çünkü 1 litre gazlı içecek yaklaşık 400 kalori, yüksek miktarda şeker, 0,15 gram kafein, değişik miktarlarda renk veren maddeler, orijinal tadı sağlayan kola özü ve esas önemlisi gazlı içecek olmasını sağlayan fosforik asit içeriyor.
10) İçerdiği yüksek kafein kemiklerden kalsiyumun çekilmesine neden oluyor. Çalışmalar erken yaş gruplarında kemik kırılmalarını tetiklediğini gösteriyor.
11) Tiroit organının yapısının bozulmasına ve hormon salımının düzensizleşmesine neden olabilir.
12) Karın kaslarının pasifleşmesine ve ödem probleminin oluşmasına neden olabilir.
Meyve suyuna da dikkat
Obezite çığ gibi büyüyor. Sağlık Bakanlığı'nın bu ay yaptığı açıklamada 19 yaş ve üstü kişilerde Türkiye'nin yüzde 30'unun obez, yüzde 35'inin kilolu olduğu bildirildi. Asya, Afrika ve Avrupa'nın altı ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren MONICA çalışmasında 10 yılda obezitede yüzde 10-30 arasında bir artış saptandığı bildirildi. Dünyada, 2008 de 1,4 milyar fazla kilolu ve 400 milyon obezite sorunu yaşayan kişi olduğu belirtilirken bu sayıların 2015 yılında 2,3 milyar ve 700 milyona çıkacağı belirtiliyor. Sadece bununla kalmıyor, obeziteyle birlikte diğer hastalıkların da oranı yükseliyor, aynı zamanda sağlık harcamalarında da ciddi artışlar oluyor. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı obeziteyle mücadeleyi programına aldı ve yüzde 30 olan obez oranını 2017 yılında yüzde 25'e indirme hedefini açıkladı. Peki, normal gazlı içecekler içerdiği yüksek şeker, kalori, asit sebebiyle obeziteyi tetikliyor da diyet gazlı içecekler sağlık sorunlarına sebep olmuyor mu? Maalesef gıda sektörünün ve reklam kampanyalarının kurbanı olan insanlar yanlış yönlendiriliyor. Çünkü diyet ürünlerin içerdiği yapay tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlı.
ASPARTAMA DİKKAT!
Özellikle bu yapay gruptan aspartam, FDA'ya (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) bildirilen tüm gıda maddeleri yan etkilerinin yüzde 75'ini oluşturuyor. Yani aspartam insan vücuduna girince hem bir kanserojene, hem bir nörotoksine (sinir sistemi üzerinde zararlı etkileri olan bir zehir), hem de bir eksitoksine (sinir hücrelerini öldüren toksik madde) dönüşüyor. Diyet gazlı içecekler de bu zehri bol miktarda içeriyor. Gazlı içeceklerin zararlı olduğunu bilen birçok kişi daha sağlıklı olduğu düşüncesiyle meyve sularını tercih ediyor. Ancak bu da pek sağlıklı değil. Meyve suyu üretimi son derece endüstriyel bir işlemdir. Birincisi, meyve ve kabukları bütün olarak sıkılıp tüketicilere sunulur. Ancak meyvenin kabuğundaki kimyasal ilaç kalıntıları da içtiğimiz meyve suyuna geçiyor ve vücudumuzda sağlık sorunları oluşturmaya başlıyor. İkincisi, bir bardak meyve suyu en az üç meyve porsiyonundan oluşur. Bu da aşırı kalori alımına ve vücutta daha fazla insülin hormonunun salgılanmasına sebep olur. Bu durumda artan insülin hormonu acıkmayı tetikler ve bir kısır döngü oluşarak daha fazla yemek, daha fazla kilo alımı ve obezite gelişebilir. Bu sebeple meyve çiğneyerek tüketilmesi gereken bir besindir. İşlenmiş her türlü gıdanın sağlık üzerinde olumsuz etkisi olduğunu unutmayın!