AlaIn de Botton, son 20 yılımıza damgasını vurmuş bir tür modern zamanlar filozofu... Onun çeşitli kavramlar üstüne farklı tarzda bir düşünme pratiği sağlayan kitaplarının sevenleri çok olduğu gibi, hakkında olumsuz fikirleri bulunanlar da hiç eksik olmuyor. Her şeye rağmen yaratıcı ve sıra dışı bir düşünme pratiği sunduğu ve felsefeye taze bir bakış açısı kazandırdığı hakkında herkes hemfikir. Botton, birkaç yıl önce Londra'da ilginç bir projeyi de hayata geçirdi ve 'gündelik yaşam için parlak fikirler' sloganıyla Hayat Okulu (The School of Life) adlı sıra dışı bir 'okul' kurdu. Biraz modern zamanlar felsefesi, biraz kişisel gelişim konuları ama hepsinin de ortak noktası ayaklarının yere basıyor ve doğrudan gerçek hayat pratikliğinde uygulanıyor olması... De Botton çok geçmeden okulundan aldığı fikri, bizde Sel Yayınları tarafından yayımlanan aynı adlı bir kitap serisi üstünde de uyguladı. Alain de Botton'la seriyi, eğitim sistemini, kişisel gelişim kitaplarını ve cinsellik kavramı konuştuk.
- Hayat Okulu'nun yaratıcısısınız. Şimdiyse bu konsepti uyguladığınız kitap serisiyle karşımıza çıktınız. Proje nasıl ortaya çıktı?
- Üniversiteye gitmeden önce orayı, para kazanmak gibi ticari baskılardan kaçıp, hayata dair büyük sorular üstünde, güzel bir çevrede hoş insanlarla birlikte çalışabileceğiniz ve böylece çok daha iyi ve bilge bir insan olabileceğiniz bir yer olarak düşünürdüm. Acı gerçek şu ki, eğer bir üniversiteye gidip de 'Nasıl yaşanır?' ya da 'Nasıl daha iyi ve bilge bir insan olunur?' gibi konuları okumaya geldiğinizi söylerseniz, size kibarca kapı gösterilecektir. Günümüzde üniversiteler işlerini ya sizi belirli bir kariyere hazırlamak ya da bazı dallar için bir altyapı sunmak gibi görüyorlar. Bugün modern dünyada insanların para kazanma baskısından korunup, zamanlarını okumak ve düşünmek için harcayabilecekleri çok az yer var. İşte bu yerler üniversiteler oluyor ve biz vergi verenlerden yüksek bir tahsisat elde ettiklerine göre, kapitalizmin sert rüzgarlarına karşı da ideal korunak yerleri olmaları lazım bizim için. Fakat modern üniversiteler bu tür ideallere tamamen ihanet etmiş durumdalar. Bu yüzden birkaç yıl önce bir grup akademisyen, sanatçı ve yazarla bir araya gelip Londra'da Hayat Okulu'nu kurduk. Okulumuzun menüsünde 'Felsefe', 'Fransızca', 'Tarih' ve gibi başlıklar bulamazsınız. Onun yerine 'Ölüm', 'Evlilik', Hırs' gibi başlıklar taşıyan kurslar görürsünüz.
batı felsefesinin özü kişisel gelişim
- 'Ahlaki ve pratik kafa karışıklıklarıyla dolu bir çağda, kişisel gelişim kitaplarının yeni bir bakış açısıyla ele alınma zamanı geldi,' diyorsunuz. Seriniz diğer kişisel gelişim kitaplarından hangi yönleriyle ayrılıyor?
- Çoğu kişisel gelişim kitabı son derece duygusal ve yapmacık üsluplu Amerikalılar tarafından yazılır. Elit entelektüel tabakanın bu kitapları yalnızca aptalların okuduğuna dair varsayımına şaşmamak lazım. Halbuki Batı'nın 2 bin yıllık tarihinde felsefenin büyük bölümü 'kişisel gelişim'di. Epicurus neredeyse 300 küsur kişisel-gelişim kitabı yazmıştır. Marcus Aurelius'un
Meditations'ını ise, parçalanan bir imparatorluğun yerine finansal çöküş yaşayan birini koyduğunuz takdirde, en iyi kişisel gelişim çalışmalarından biridir. Peki ne olmuştur da bu kitaplar bir prestij düşüşüne uğramıştır? Anahtar katalizör, 19. yüzyıl ortalarındaki filozofların ve entelektüellerin yeni işvereni haline gelen modern üniversite sisteminin gelişimi olmuştur. Bu sistem onları faydalı ya da teselli edici olmaları için değil, gerçek doğruları edinmeleri için ödüllendiriyordu. Bunun yanı sıra laikliğin etkisini artırması; modern insanın yaşamak ve ölmek işini tamamen sağduyusuna dayanarak yapabileceğini ve bunun için tüm ihtiyaç duyduklarının, iyi bir muhasebeci, sempatik bir doktor ve bilime bütün kalple duyulan inanç olduğunu empoze ediyordu. Böylece kişisel gelişim alanı acayip türlere terk edildi. Bu durumu düzeltmek için
serinin editörlüğünü üstlendim.
- Konu başlıklarını neye göre belirlediniz? Yazarları nasıl seçtiniz?
- Kitaplar seksten paraya, duygusal zekadan teknolojinin etkisine dek çok geniş bir konu çeşitliliğine sahip ve bu konular karşısında bilge bir pozisyonda durabilmenin yollarını arıyor. Bunlar kişisel gelişim kitapları ama umarım ki 'ilginç' kişisel gelişim, 'bilgece' kişisel gelişim ve hayatın güçlüklerine karşı 'naif durmayan' kişisel gelişim kitapları hepsi de... Yazarlar 'büyük isimler' değil, ama ilginç ve bilgili insanlar.
- Serideki Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız adlı kitabın yazarı sizsiniz. Neden bu konu hakkında yazmak istediniz?
- Kitabı, bir kez olsun cinsel açıdan bir tuhaflığımız olduğuna dair bir düşünceye kapılmadan yaşamanın, nadir görülen bir durum olduğu fikrinden yola çıkarak yazdım. Bu öyle bir alan ki, çoğumuz kalbinin derinliklerinde bu konuda bir acayipliğimiz olduğuna dair acı verici düşüncelere sahibizdir. En mahrem aktivitelerden biri olmasına rağmen, seks normal insanların bu konuda nasıl hissetmesi ve konuyla nasıl baş etmesi gibi çok sayıda fikirle kuşatılmıştır. Bununla birlikte gerçekte çok azımız cinsel açıdan normal sayılabiliriz. Dolayısıyla seksin tuhaflığını iyi bir mizah duygusu ve cesaretle kabul edip, hakkında dürüstlük ve merhametle konuşmanın zamanı geldi. Kitabım, hakkında zaten her şeyi biliyor olduğumuza dair fena halde yanıldığımız bir konu hakkında düşünmek için bir davetiye...
Altı kitaplık sıra dışı 'müfredat'
Hayat Okulu'ndan mezun olabilmek için okumanız gereken altı kitap var. Hayatın büyük meselelerini araştırmaya adanmış olan serinin en dikkat çekici kitaplarından biri, de Botton'un yazdığı
Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız. Botton "Cinsellikle ilgili nasıl daha sağlıklı düşünebiliriz?" sorusunun etrafında dolaşıyor. Roman Krznaric imzalı Kendimize Uygun İşi Nasıl Buluruz, para ve statü konusundaki sorunlarımızla yüzleşirken, Dijital Çağa Nasıl Uyum Sağlarız'da Tom Chatfield, 'kablolu' varoluşumuzun zihinlerimizi nasıl değiştirdiğini inceliyor.
Dünyamızı Nasıl Değiştiririz'de ise John-Paul Flintoff tarihten, siyasetten ve modern kültürden yenilikçi anlayışları bir araya getirerek 'dünyayı değiştirme' yolunda üstümüzdeki ataleti atmamıza yardımcı oluyor.
Akıl Sağlığımızı Nasıl Koruruz'da psikoterapist Philippa Pery, zihinlerimizin nasıl işlediğini açıkladıktan sonra bu kadar yıpranmadan da hayatımızı sürdürebileceğimizi gösteriyor. Ve geldik John Armstrong imzalı
Para Hakkındaki Endişelerimizi Nasıl Gideririz'e... Kitap, parayla kurduğumuz ilişkiye odaklanıyor ve onunla ilgili hislerimizi yeniden tanımlamamız için bizi cesaretlendiriyor.