Sanırım duymayan kalmadı. Geçen hafta sonu Amerika Birleşik Devletleri'nde bir kasabada ilkokula giden 20 yaşındaki genç, 20 çocuğu ve altı okul görevlisini öldürdü. Çocukların yaşları altı ile 10 arasındaydı. Okula gelmeden annesini de öldürdüğü anlaşılan genç, katliamdan sonra intihar etmişti. Bu tür bir katliam ilk kez olmuyordu. Ancak ilk kez hedef bir ilkokuldu. İlk kez hedefler bu kadar küçük çocuklardı. Neden? Olay duyulduğu andan itibaren tüm dünya televizyonlarında aynı soru yankılanıyordu: Neden? Günlerce herkes bu soruya kendince yanıt aradı. Çünkü daha önceki bir çok olayda ırkçılık, intikam, birine özenmek, gündeme gelmek gibi tam doğru olduğu bilinmese de söylenebilen bir neden vardı. Bu olayda 'Neden?' sorusu tekrarlanıp durdu. Çünkü nedeni bulamamak insanların korkusunu artırdı. Nedeni bildiğinizde bir anlamda rahatlarsınız. Neden sizi bilinen hedef olmaktan çıkarır ya da kendinizi koruyacağınız şeyi anladığınızı düşünürsünüz. Ama bir neden yoksa, herhangi birinin nedensiz sizi, yakınlarınızı da öldürebileceği gerçeği ile yüz yüze gelirsiniz. Korkutan, nedensiz hedef olabileceğiniz gerçeğidir. İlk saatlerde en popüler neden akıl hastalığı oldu. Anne babasının ayrılmış olması onu izledi. Kimse çok bir şey bilmiyordu. Söylenenler katilin sessiz, içe kapanık olduğuydu. Daha önce şiddet göstermemişti. Varlıklı bir aileden geliyordu. Okulda başarılıydı. Bütün bunlar endişeyi arttıran, "Bizden uzak, bize olmaz, bizim çocuğumuz yapmaz," demeyi zorlaştıran bulgular olarak devam etti. Neden sorusuna yanıt bizim ülkemizde de arandı. Sadece bir gazetenin haberinin altına yazılmış okuyucu yorumlarını okudum. Yorumların çoğu bu durumun ABD'de olacağını, sorunun ülke olduğunu ima ediyordu. Yani bizim ülkemizde olmazdı. Her gün birbirini tanımayan insanların birbirini, erkeklerin eşlerini, komşuların öbürlerini öldürdüğü haberleri olan bir ülkede bu yorumlar inandırıcı mı? Video oyunlarını suçlayanlar vardı, akıl hastalığını, hatta hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçları suçlayanları okudum. "
NEDEN?" DEĞİL "NE YAPMALIYIZ?" DEMELİ
1. Annenin silah koleksiyonu varmış. Evinizde silah varsa sizinde başınıza gelebilir. Evinizde silah var mı? Varsa korkun.
2. Anne baba ayrılalı sadece üç yıl olmuş. Yani çocuk beraber oldukları zamanlarda büyümüş. Beraber olmak, sağlıklı çocuk yetiştirmek için yetmiyor.
3. Ekonomik sıkıntı yokmuş. Yani çocuklarınıza maddi herşeyi vermek, onları psikopat olmaktan korumuyor, hatta vicdansız, sorumsuz yapabiliyor.
4. ABD televizyonlarında bir tek ceset gösterilmedi. Olayın vehamatini, acısını gördük, hissettik; ceset gerekmedi. Kimse çocuğunu kaybeden aileleri konuşturmaya, onların acılarını kazanca dönüştürmeye çalışmadı.
5. Tıbbın akıl hastalığı tanısı koyduğu kişiler tedavi edilirlerse nadiren şiddet gösterirler. Asıl endişelenilmesi gereken idare edemediğimiz süreçlerdir. Doğru yetiştirilmemiş bir çocuğu düzeltmek, sağlıklı çocuk yetiştirmekten zordur. Özellikle bu olay için bilmek gerekmiyor, aslında nedenlerin çoğunu biliyoruz. Sorulması gereken soru "Neden?" değil, "Ne yapmalıyız?" olmalıdır. Ve herkes bu soruyu önce dönüp kendine sormalıdır.