Konu olarak ilginç ve çok şey vaat eden bir hikaye. Filmin hemen başında, siyahi bir polis, doktorundan hayatını mahveden bir haber alır: Doğuştan kısırdır ve çocuğu olması mümkün değildir. Oysa evde mutlu-mesut kendisini bekleyen karısı, ona iki çocuk vermiştir. Tam "Nasıl yani?" diye sormanın sırası! Tam o sırada polisimiz göreve çağrılır. Kentin merkezindeki yüksek bir binanın çatısına çıkmış bir erkek, aşağı atlayıp intihar etmek üzeredir. Polis, kendi derdini unutup, yardıma koşar. Genç erkek de ona hikayesini anlatmaya başlar. Küçük kızı ölmüş, evliliği bozulmuştur. Müdür olarak çalıştığı otelde işe aldığı bir oda temizleyicisi kadına tutulmuştur. Hayır, yeni bir Dominique Strauss- Kahn skandalı değil! Ama ondan beter. Kadının koyu Katolik bir kocası vardır ve bu ilişkiyi ancak kanın temizleyeceğini düşünmeye başlamıştır. Film böylece, iki insanın çok farklı biçimlerde gelişmiş dramatik hikayelerinin bir noktada kesişmesine dayanıyor. Öte yandan, bağnaz Katolik kocanın genç karısıyla veya onun inançsız sevgilisiyle uzun tartışmaları, meseleyi getirip bir inanç ve inançsızlık çekişmesine dönüştürüyor. Tüm bunlar iyi ve ilginç olabilir. Ancak film dengesiz bir senaryonun, beceriksiz bir sinemasal anlatımın ve temel bir yanlış oyuncu seçiminin kurbanı oluyor. Hikaye fazlasıyla yapay ve imal edilmiş gözüküyor, inandırmıyor. Ölümün eşiğindeki adamın uzun itirafları da öyle. Üç başrol oyuncusu, poliste Terrence Howard, Katolik kocada Patrick Wilson ve aldatan eşte özlediğimiz Liv Tyler gayet iyiler. Ama intihara teşebbüs eden erkek rolüyle ilk kez karşılaştığımız TV starı Charlie Hunnam, o yapay tebessümüyle hayli kötü bir oyuncu. Tüm bunlar, bağımsız sinemanın dikenli yollarına dalmış bu kendi çapında iddialı filmi orta karar bir çizginin ötesine taşıyamıyor.
HAYATININ SEÇİMİ (The Ledge) **
Yönetim ve senaryo: Matthew Chapman Görüntü: Bobby Bukowski Müzik: Nathan Barr Oyuncular: Charlie Hunnam, Terrence Howard, Liv Tyler, Patrick Wilson, Jaqueline Fleming / Amerikan filmi