Ferzan
Özpetek dokuzuncu filminde, deyim yerindeyse turnayı gözünden vuruyor. Karşımıza gelen belki en iyi filmi değil. Ama olasılıkla en eğlenceli, en sofistike ve en karmaşık yapıdaki filmi denebilir. Bu şaşırtıcı film, geceleri bir fırında kruvasan yaparak hayatını kazanan, ama gözü oyunculukta olan genç Pietro'nun öyküsünü anlatıyor. Pietro bir yandan bu tutkusunu gerçekleştirmeye çalışıyor, öte yandan eşcinsel olmanın hiç de kolaylaştırmadığı özel hayatını düzene koymaya... Roma banliyösünde ucuza tuttuğu büyük ve eski ev, Pietro için yeni deneyimlerin başlangıcı olacaktır. Burada hem yıllar önce bir gece geçirdiği ve unutamadığı yakışıklı delikanlıyı iyice ağırlamak hem de oyunculuğunu geliştirmek için ideal bir mekan bulmuştur. Ne var ki evin beklenmedik misafirleri vardır: Yıllar önce hep birlikte ortadan kaybolmuş ünlü bir tiyatro grubunun üyeleri. Ailelerine ait olan bu evi mekan bellemişlerdir ve hâlâ savaşın sonuna doğru olup biten trajik olayın çözülememiş gizi peşindedirler.
FELLİNİ HAVASI VAR
Film, bir yanıyla eski bir gizemi çözmeye çalışan bir polisiye/gerilim. Öte yandan, Ferzan'ın ilk kez yanaştığı fantastik bir âlemin gizemli limanı. Ayrıca bir İkinci Dünya Savaşı öyküsü ve bir oyunculuk serüveni. Ferzan, bu zor yapının altından başarıyla kalkıyor. Fantastik yanı, filme belli bir Fellini havası veriyor. Öte yandan, bu olasılıkla Ferzan'ın en 'gay' filmi. Burada bu sözcüğün iki anlamı da doğrulanıyor: Hem 'neşeli' anlamı hem de eşcinsel anlamı. Elio Germano'nun büyük bir başarıyla oynadığı genç sanatçı kimliği, Ferzan'ın bugüne dek sunduğu en komple eşcinsel portresi sayılabilir. Ayrıca etrafta dolaşan yakışıklı erkeklerden, 1943'lerde donup kalmış bir zevki yansıtan sinemasal idollerden söz edilmesine kadar birçok şey, filmi eşcinsel bir estetiğe boğuyor. Ama bu aynı zamanda 'neşeli' bir film. Dolayısıyla bu eşcinsel dünyada, Pasolini veya Fassbinder'e özgü o keder havası yok. Germano'nun başını çektiği bu yakışıklı erkekler, akıllı kadınlar ve sempatik hayaletler dünyasının tüm oyuncuları çok iyi. Cem Yılmaz da bu takımın içinde yadırganmıyor. Eğer Serra Yılmaz'ın yanı sıra o da Özpetek takımına kapağı atarsa, hiç şaşmayacağım. Zaten aynı aileden değiller mi?
ŞAHANE MİSAFİR (Magnifica Presenza) ***
Yönetmen: Ferzan Özpetek / Senaryo: Federica Pontremoli, F. Özpetek Görüntü: Maurisio Calvesi / Müzik: Pasquale Catalano / Oyuncular: Elio Germano, Paola Minaccioni, Beppe Fiorello, Margherita Buy, Cem Yılmaz, Bianca Nappi, Alessandro Roja, Gianluca Gori / İtalyan filmi