Malick'in alışılmadık filmi, aslında bizlere taşrada bir ailenin öyküsünü anlatır gibi. Anne, kendisini tümüyle dine adamış, tertemiz bir yaratık. Baba da inançlı gözüküyor, ama onda garip bir maddeci yan var: Sürekli kazanç düşünüyor, üç oğlunu acımasız biçimde terbiye etmeye çalışıyor. Malick'in aylar, hatta yıllar süren kurgusu, filmi bambaşka bir kıvama götürmüş. Çekilen birçok sahnenin kullanılmadığı, diyalogların olabilecek en aza indirgendiği, onun yerine kişilerin hafif iç fısıltılarının, minik itiraflarının ve özellikle de bir tür kozmik belgesele yaklaşan bir görselliğin öne çıktığı bir anlatım.
EVRENİN YARADILIŞI DİNOZORLARLA SİMGELENİYOR
Ayrıca o panteist tavır: Çok özetle, Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş kabul eden, onun doğada, nesnelerde ve insan dünyasında olduğunu ileri süren bir görüşün yansıması. Öyle ki, konunun belirir gibi olduğu bir bölümden hemen sonra, sanki yarım saate yakın bir doğa belgeseli izliyoruz: Dinozorlarla simgelenen evrenin yaratılışı, denizaltı yaratıkları, volkanlardan dalgalara, ormanlardan çöllere yerküremizin binbir hali ve de uzaydan kozmik görüntüler. Gerçi yer yer 'doğanın zalimliğiyle, Tanrı'nın iyiliği'nin çelişkisi' de vurgulanıyor. Ama filmin genel panteist felsefesini sarsacak kadar değil. Ve finalde, tüm ailenin, giderek tüm insanların birbiriyle buluştuğu bir deniz kıyısı, bir görkemli ve törensel randevu, bir tür cennet hayali. Bence filmin soylu gözüken amaçları hayli özenti duruyor. Ve film 2001'in yanına bile yaklaşamıyor. İnsandoğa ilişkisi konusunda ise bizim Kaplanoğlu'nun
Bal'ını yeğlerim. (İkisinin de de aynı yıl Cannes ve Berlin büyük ödüllerini kazanması, acaba insanoğlunun günümüzde yükselen inanç arayışının ve maneviyat merakının bir belirtisi olabilir mi?)
HAYAT AĞACI **
Tree of Life) Yönetim ve senaryo: Terrence Malick
Görüntü: Emmanuel Lubezki
Müzik: Alexandre Desplat
Oyuncular: Brad Pitt, Jessica Chastain, Sean Penn, Hunter McCracken, Laramie Eppler, Tye Sheridan, Fiona Shaw Amerikan filmi
BU FİLME DİKKAT!
Geçen gün basın gösterimine gittiğim halde rahatsızlanıp izleyemediğim Martin Scorsese'nin üç boyutlu filmi
Hugo herkesin dilinde. Tüm görenler bayılmış, anlata anlata bitiremiyorlar. Ben de duyurmuş olayım.