DEDEMİN İNSANLARI
Çağan
Irmak yine Ege'ye dönüyor. Ama bu dönüş daha kişisel, daha kapsamlı, daha iddialı ve daha görkemli. Kendi ailesinin, kendi geçmişinin izlerini sürerek, kavrayıcı bir filme ulaşıyor sanatçı: Türkiye'nin yakın tarihinin içinden yükselip gelen bir tür 'büyük aile epiği.' Kahramanımız Ozan'ı artık büyümüş bir delikanlı olarak gösteren açılıştan hemen sonra, film onun çocukluğuna, yani 1970'lerin sonlarında tipik ve idealize edilmiş bir Ege kasabasına kuruyor setini. 1923'teki büyük mübadelede Girit'ten kovularak Türkiye'ye göç etmiş bir Türk ailesinin evine ve çevresine. Aile reisi Mehmet, sık sık çocuk yaşta yaşadığı o büyük dramı anar ve anlatır. Bu da bizi mübadele denen ve 2 milyon insanı yerindenyurdundan eden acı olayın, sinemamızda ilk kez verilen son derece güçlü sahnelerine alıp götürür: filmin en etkileyici, en sinemasal bölümleri. Ama göç kadar, onun getirdiği yeni yuva/yeni vatan da sorunlarla doludur. Nasıl olmasın ki, Yunanların 'Türk tohumu'diye baktığı bu insanlar, bizde de kimilerince 'Yunan tohumu' diye hakarete uğrar. Kızkardeşini göçte yitiren Mehmet, iyi bir evlilik yapıp çoluk-çocuğa karışmıştır. Yavaş Tuhafiye adlı dükkanı, kasabanın kumaş merkezi olmuştur. Kızı anlayışlı ve duyarlıdır, damadıysa alabildiğine dürüst bir belediye memuru... Ama haşin torunu Ozan, arkadaşlarının ilkel bir milliyetçiliğin kışkırttığı alay ve imalarıyla giderek içine kapanır, kötücül biri olur çıkar. Kıbrıs olaylarıyla Yunan düşmanlığının hızla arttığı bir toplumda, yaşam güçleşmektedir. Sonra 12 Eylül ve onun travması gelir. Ozan dedesinin gerçek yüzünü, dramatik yaşamının anlamını ve ona verdiklerinin önemini, ancak yıllar sonra kavrayacakır.
Dedemin İnsanları yine tipik bir Çağan Irmak filmi. Onun hassas ve kırılgan ruhunun tam bir yansımasını, tüm naifliğini ve çocuksuluğunu taşıyor. O Ege kasabası fonda pamuk atan, yün ören, iş işleyen kadınları ve sakin bir yaşamın düzenini nehir gibi akıtan emekçileriyle, biraz operet dekoru gibi mi duruyor? Belki, ama ne sakıncası var? Geçmişi hep öyle güzelleştirerek anımsamaz mıyız?
İYİYLE KÖTÜNÜN SAVAŞI
Damat İbrahim'in dürüstlüğü ve sanki 12 Eylül'ün hoyratlığını simgeleyen belediye başkanının kötülüğü de abartılı mı? Olasılıkla evet. Ama onlar da iyiyle kötünün bitmeyen savaşımının özet hali değil mi? Ama öte yandan, Irmak bize yalnızca bir büyük aile hikayesi anlatmak ve Ege'nin öte yanına bir zeytin dalı uzatmakla kalmıyor. Ki o yanı da önemli: Kendi adıma filmin Yunanistan'da nasıl karşılanacağını çok merak ediyorum. Ama o ayrıca, ülkemizin 20. yüzyıldaki büyük, acılı ve sarsıntılı serüveninden ve onun dönüm noktalarından yansımalar sunuyor. Mübadele, etkileri uzun süre devam etmiş ve göç olayının aldığı yeni biçimlerle süregelen bir trajedi değil mi? Peruzat'ı yalnızlığa ve çılgınlığa iten dram, 27 Mayıs'ın astığı gençlerden birine dayanmıyor mu? Kıbrıs davası, adına ırkçılık denen ve en büyük günahlardan biri olduğunu yeni kuşaklara öğretemediğimiz olayı kışkırtmadı mı, biz de Yunan'ın Girit'te yaptığını kendi Rum vatandaşlarımıza yapmadık mı? Ve 12 Eylül, yine insancıl acılarla birlikte orman, kıyı ve topraklarımızı da yağma eden/ ettiren bir süreci başlatmadı mı? Ayrıca çocuk Ozan'ın aşırı gözüken hainliğinde de bir alt-metin yok mu? Bence Çağan bununla, hep bir masumiyet çağı denen çocukluğun, aynı zamanda nasıl bir zalimlik çağı da olduğunu hatırlatıyor. Kuşlardan kedilere, kurbağalardan kertenkelelere tüm hayvanların bildiği bir gerçek! Bu açılardan, Çağan'ın bu yeni filmi değişik okumalara açık görünüyor. Ama hepsini unutup filmi arı bir gözle, bir büyük aile destanı diye izlemek belki en iyisi. Böylece, kızdığında hemen Rumca küfre sarılan Mehmet Dede'de Çetin Tekindor, bir düşsel figüre dönüşmüş Peruzat'ta Hümeyra gibi gedikli Çağan oyuncularının, baba ve anada Yiğit Özşener'le Gökçe Bahadır'ın, Giritli sevdalılarda Mert Fırat ve Ezgi Mola'nın, belediye başkanında Zafer Algöz'ün, Ozan'ın iki dönemini oynayan Durukan Çelikkan ve Ushan Çakır'ın birinci sınıf oyunlarının tadını daha iyi çıkarabilir, trajedinin içinden fışkıran neşe ve kahkahanın ardındaki dram ikileminin keyfine daha iyi varabilirsiniz. Olasılıkla Çağan Irmak'ın başyapıtı olan kişisel ve önemli bir film
DEDEMİN İNSANLARI ****
Yönetim ve senaryo: Çağan Irmak
Görüntü: Gökhan Tiryaki
Müzik: Aria
Oyuncular: Çetin Tekindor,Yiğit Özşener, Hümeyra, Zafer Algöz, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Ezgi Mola, Durukan Çelikkaya, Mehmet Ali Kaptanlar. Most Production - Ay Yapım.