- Haute couture'ün yaşaması gerektiğine inanıyorsunuz...
- Kesinlikle. Çok özel ve çok değerli bir şey. Ama dediğim gibi, hayat çok değişti. Umarım tarihimizin o değerini kaybetmek zorunda kalmayız. Ama couture'un unsurlarını korurken bugüne uyarlamamız şart. Couture tecrübesini zamanın kısıtlı, işçiliğin pahalı, hayatın hızlı olduğu günümüze adapte etmek zorundayız. Çünkü eskinin çabaları bugünün toplumu için pek anlam ifade etmiyor. Couture artık bugüne; benim arkadaşlarıma ve jenerasyonuma uygun olmalı.
- Sizce koleksiyonunuz bu sportif couture anlayışı yüzünden mi bu kadar ses getirdi, çok beğenildi?
- Hiçbir fikrim yok. Herhalde yıldızlar doğru bir dizilimdeydi! Şaka bir yana, doğru zamanda, doğru olduğuna inandığım bir şey yaptım. Bana ve kalbime yakın bir şey tasarladım.
- Brood kızı, sizce nasıl biri?
- Brood kızı veya kadınının fiziksel bir yaşı yok; hissettiği yaşı var. Genç ruhlu biri. Yaşı 20, 30 veya 60 olabilir; fark etmiyor. Rahat, enerjik, hayat tarzından ödün vermek istemeyen, günün tadını çıkarmayı seven biri. Gardırobu da o enerjik hayatına yardımcı oluyor. Şık, zarif ama çabasız yaşamından zevk alıyor. Diğer lüks markalardan farkı da bu zaten.
- Kıyafetler hem haute couture, hem de sportif nasıl oluyor?
- Çabasız bir couture yaklaşımım var. Kıyafetlerin yapısı couture'dan çok daha pratik. Fermuar, büzgü ipi, tıkaç gibi detayları, ipek, tafta gibi klasik couture kumaşlarıyla bir araya getirdim. Atletik, spor detaylar benim; diğer bütün unsurlar ise couture'un ve eski jenerasyona ait. Tarihle günümüzü bir araya getirdim denebilir. İstanbul gibi!