Şu
aralar moda camiasının, özellikle de New York moda çevrelerinin sık sık zikrettiği bir marka var: Reed Krakoff. Krakoff aslen Amerikalı aksesuar devi Coach'un kreatif direktörü. Yaklaşık 15 yıldır başında olduğu markayı bugün olduğu yere getiren kişi olarak biliniyor (Devraldığında 500 milyon dolar eden Coach'un bugünkü değeri 3 milyar dolar). Ama Krakoff son günlerde Coach'ta yaptıklarıyla değil, kendi adı altında kurduğu markasıyla adından söz ettiriyor. Reed Krakoff yalnızca minimalist ama feminen, klasik ama yenilikçi kıyafetleriyle değil, altı ay içinde dünyanın dört bir yanında açtığı mağazalarıyla da konuşuluyor. Modanın prensi ilan edildiği halde hâlâ kendine ait bir mağazası olmayan Alexander Wang gibilerin aksine, dört nala koşuyor, Krakoff. Bunda arkasına Coach gibi bir devi almasının payı büyük elbette. Ama moda çevrelerinin uzun zamandır hasret kaldığı 'giyilebilir' kıyafetleri olmasa, az zamanda bu kadar büyük işler yapması mümkün olamazdı. New York'ta, Coach'un merkez ofisininde bir araya geldiğim Krakoff'a göre tasarımları da 'trendy değil, yaratıcı' zaten. "Kimse çok klasik giyinmek istemiyor. Ama kıyafetlerin modern ve kaliteli, ayakkabı ve çantaların da uzun yıllar giyilebilir olması şart. Kalite, zanaatkârlık ve güzel malzemeler, ilginç şekillerde harmanlanmalı; sade ve günlük kıyafetler bile heyecan yaratmalı," diyor Krakoff.
KAMPANYA FOTOĞRAFLARINI KENDİ ÇEKİYOR
İlkbahar-yaz sezonuyla beraber Beymen'lerde satılmaya başlanacak olan Reed Krakoff'dan aynı anda nasıl hem bir aksesuar devinin hem de çiçeği burnunda bir tasarımcı markasının başında olunabileceğini öğrendik... Bu arada Krakoff, 10 parmağında 10 marifet olan tasarımcılardan. Bir kere Coach'un kampanyalarını kendisi çekiyor. Çünkü uzun yıllardır fotoğrafçılıkla ilgileniyor. Sergiler açacak ve dört kitap çıkaracak kadar hem de. Aynı zamanda endüstriyel tasarımla da ilgileniyor: "Hayatımdaki her şey tasarımla ve yaratıcılıkla ilgili. Bazen bir fotoğraf çekiyorum mesela, o bir elbiseye ilham veriyor. Bir sandalye tasarlıyorum, onun materyaliyle çanta yapıyorum."
- Moda tasarımcısı olmak istediğinizi nasıl anladınız?
- Hep ilgim vardı. Modanın sanat, tasarım, seyahat ve reklamcılığın harika bir birleşimi olduğunu düşünmüşümdür hep.
- Modadan önce sanat eğitimi aldınız. Modanın bir çeşit sanat olduğuna inanıyor musunuz?
- Evet. Ama moda tasarımını sanattan farklı olarak, tek başınıza yapmıyorsunuz. Moda daha interaktif bir disiplin. Neticede kıyafetleri kadınlar veya her kime hitap ediyorsanız, onlara göre yapıyorsunuz. Ama tasarımın sanatsal bir tarafı olduğu kesin. Ben de zaten daha sonra New York'ta, Parsons'da moda eğitim aldım. İlk işim Anne Klein'daydı. Ardından sırasıyla Ralph Lauren ve Tommy Hilfiger'da çalıştım. Son olarak da Coach'a geçtim. 15 yılı aşkın bir süredir Coach'tayım. Erkek, kadın, aksesuar... Modanın neredeyse her alanda çalıştım denebilir.
- 1996'dan beri Coach'un kreatif direktörüsünüz. Markayı canlandıran, bugünlere getiren isim olarak biliniyorsunuz bir yandan. Peki kendi markanızı kurmaya neden şimdi karar verdiniz?
- Bazı şeyleri yapmak için en iyi zaman, kendinizi hazır hissettiğiniz zamandır. Mükemmel zamanlama diye bir şeye inanmıyorum. Coach çok büyük ve bir o kadar da popüler bir marka. Ama her şeyi de aynı markanın altında yapmak istemiyoruz. O yüzden de daha farklı, daha lüks ama hazır giyime yönelik ve kendi konsepti olan bir marka kurmak istedik.
695 DOLARLIK PARFÜMÜ DE ÇIKIYOR
- Her iki markanın birden baştasarımcısı olmanın avantajları veya dezavantajları neler?
- Reed Krakoff markasının arkasında Coach gibi güçlü bir organizasyonun olması en büyük avantajım tabii ki. Ama sıfırdan, yeni bir şeyler yapmak hep zordur. Zorluklarına rağmen çok heyecanlıyım. Ve aslında işin çok başındayız; Reed Krakoff kurulalı nereden baksanız en fazla altı ay oldu. Coach ve Reed Krakoff çok farklı iki marka. Elbette ikisi de benden izler taşıyor ama Reed Karakoff çok daha kişisel. Coach ise daha büyük bir Amerikan markası. Daha fazla çalışmam gerekiyor ama bununla ilgili bir şikâyetim yok.
- Henüz altı aylık bir marka olmasına rağmen üç koleksiyon çıkardınız. New York, Las Vegas ve Tokyo'da mağazalar açtınız. Yeni bir marka için biraz hızlı hareket etmiyor musunuz?
- Asıl amacımız, markanın hikâyesini anlatmak. Kıyafetlerin herhangi bir hazır giyim koleksiyonu gibi görülmesindense mağazalarda tecrübe edilmesini, Reed Krakoff kadınının daha iyi anlaşılmasını istedik. Bu konuda tecrübeli olduğumuz için de hızlı ilerliyor gibi görünüyor olabiliriz.
- Markanın parfümü de yakında çıkıyor. Herkesin '695 dolarlık pürfüm' olarak bildiği bu kokunun sırrı ne?
- Reed Krakoff'un parfümü, çok az sayıda üretilen ve özel bir koku olacak. Amacım yine markanın ve Reed Krakoff kadınının hikâyesini anlatmak. Şişeler Venedik, Murano'daki çok eski bir cam fabrikasında tek tek, elde yapılıyor. Orada, bir zanaatkârla beraber tasarladık şişeyi. Koku üzerine ise iki yılı aşkın zamandır çalışıyoruz. Bu parfümle belki de bir çanta veya ayakkabıyla anlatamayacağım şeyleri daha rahat anlatabileceğim: Reed Krakoff'un kalite, zanaatkârlık, modernlik ve duygusallığın bir araya geldiği bir marka olduğunu...