Çağan Irmak, yavaş yavaş, sabır ve inatla kendi eserini inşa ediyor. 1970 doğumlu yönetmenimiz, 1998'den başlayarak üç kısa, yedi uzun film ve de altı TV dizisiyle kendine özgü bir duyarlılığı, dünyaya farklı bir bakışı ve özgün bir sinema anlayışını gerçekleştiriyor.
Prensesin Uykusu, bu alanda önemli bir adım sayılabilir. Genel bir eğilişi ve filmlerin ortak öğelerini saptama çabasını daha uzun bir yazıya bırakarak filme yaklaşırsak,
Prensesin Uykusu bir kez daha çağının aynası, 12 Eylül'ün 'çocuk tanığı', toplumsal sorumluluk sahibi Irmak yerine hayata biraz çocuk gözleriye bakan bir Irmak'ı getiriyor. Yani,
Çemberimde Gül Oya'nın (TV dizisi),
Babam ve Oğlum'un Irmak'ı değil, daha çok
Kabuslar Evi'nin (TV dizisi),
Ulak veya
Karanlıktakiler'in yönetmeni. Hayatın içindeki fantastik öğeleri bulup çıkarmaya, bilinçaltımızı deşmeye ve düşlerle gerçeklerin kesişme noktalarını yakalamaya gönüllü bir Çağan Irmak... Böylece, kütüphane görevlisi olarak çalışan iri kıyım, çocuk ruhlu, yüzünde hep bir tebessüm yayılan (ben gülmüyorum, suratım öyle!) Aziz'in mahalleye yeni gelen kuaför Seçil ve 10 yaşlarındaki kızı Gizem'le ilişkilerini izliyoruz. Kötü bir evlilikten yeni sıyrılıp kendine gelmekte olan Seçil, eski kocasınıın saldırısına uğradığında bayılan Gizem, gözlerini açamıyor ve hastanede derin bir uykuya dalıyor. Onun hatıra defterini okuyan Aziz oraya bölümler eklediği gibi, küçük kızın üç arzusunu da öğreniyor. Bu da onu ve yakın arkadaşını, tek dileği ölmek olan garip bir yaşlı adama ulaştırıyor. Film bir pop parçadan esinlenmiş: Türk sinemasında bir ilk! Çağan, çok sevdiği Redd grubunun 2006'da çıkan
Kirli Suyundaki Parıltılar albümündeki
Prensesin Uykusuyum şarkısından yola çıkmış. Nitekim grup finalde gelip şarkılarını söylüyor ve uyuyan küçük kıza özel bir ninni sunuyor. Çağan, bir anlamda şarkının özünü koruyarak onu görselleştiriyor. Sanki dev bir klip gibi... Biraz
Karanlıktakiler'deki Egemen'e (Erdem Akakçe) benzeyen Aziz (Çağlar Çorumlu), hayata hep gülümseyerek bakan, çocuk ruhunu bakışlarıyla yansıtan saf bir adam. Zaman zaman mucizeler görüyor: ancak Amazon Ormanları'nda bulunacak binbir renkli dev bir kuş civardaki ağaca konuyor, bir kitabın sayfalarından dev bir ahtapot çıkıyor, bir masal canavarı etrafa dehşet saçmaya başlıyor. Ya da yönetmen yer yer Aziz'in kafasından geçen şeyleri canlandırma yoluyla karşımıza getiriyor. Böylece ortaya; oyunculu film, özel efekt seçkisi ve canlandırma bölümlerinin karışımıyla oluşmuş özgün yapıda bir film çıkıyor. Hayatın içinden alınmış öğelerin fantastikle karışımından oluşan modern bir masal, iyilik üzerine bir çeşitlemeler sergilemesi. Birçok ünlü ve klasik masaldan da esintiler taşıyan, masalın içindeki hakikatı arayan özgün bir film, hem büyükler hem de çocuklar için bir tür masal-şiir. Ve oyuncular. TV dizileriyle bir ölçüde tanınan Çağlar Çorumlu'daki has oyunculuk cevherini nasıl keşfetmiş Çağan? Aynı şey, tiyatro ve dizi oyuncusu Sevinç Erbulak için de söylenebilir. İkisi de star olmayan, stara da hiç benzemeyen bu iki oyuncuyu gerçek anlamda keşfetme onuru, hep Çağan'ın olacak. Genco Erkal'ın ise artık bir efsane oyuncu, katıldığı her filme ayrı bir lezzet katan bir dev olduğunu bilmeyen kaldı mı?
PRENSESİN UYKUSU ***
Yönetim ve senaryo: Çağan Irmak/ Görüntü: Gökhan Tiryaki/ Müzik: Redd/ Oyuncular: Çağlar Çorumlu, Sevinç Erbulak, Genco Erkal, Alican Yücesoy, Sevval Başpınar, Ayşenil Şamlıoğlu, Funda Şirinkal, Baran Ayhan, Işıl Yücesoy/ Most Production- İmaj yapımı.