"Batan güneş batıyor, doğan güneş burada."
Batan kim?
Doğan kim?
Doğan güneş ha...
Yoksa sen misin Mustafa Sarıgül?
Allah Allah…
Hele bir bakalım nasıl bir güneşmişsin…
***
Mustafa Sarıgül adaylığını
'doğan güneş'e benzetmiş.
Öncelikle CE HA PE'ye, sonra baronlara hayırlı uğurlu olsun…
Tabii Kemal abiye de…
***
CHP'nin mi, yoksa
Kemal Kılıçdaroğlu'nun mu kötü kaderidir bilmem…
Rüşvet dosyalarıyla esip gürleyen Kılıçdaroğlu,
"Belgeli rüşvet çarkı oluşturmak, kaçak inşaat yapımına göz yummak, inşaat mafyasıyla işbirliği yapmak, inşaatçılara olağanüstü rant temin etmek" suçlarıyla CHP'den kovulan
Mustafa Sarıgül'ü elleriyle partiye aldı.
Yakında da onu İstanbul adayı olarak açıklar.
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'ı
'batan güneşe', kendini de
'doğan güneşe' benzeten Sarıgül'ün güneş değil aksine kara bir leke olduğu CHP'li milletvekillerince belgelenmişti.
İhracına sebep olan raporu da
Mehmet Ali Özpolat, İsmet Atalay ve
Sırrı Özbek hazırladı.
***
Bu kez de bir başka CHP'li
Gürkut Acar, Meclis Başkanlığı'na
"en fazla kamu zararını hangi kurumların yaptığını" sordu.
Sayıştay cevapladı.
Kamunun en fazla zarara uğratıldığı ilk 10 dosya içinde, Sarıgül'lü Şişli'nin 2 dosyası var.
***
'İstanbul adayı' olarak açıklandığında Sarıgül'ün tutar dalı olmadığı başka belgelerle de ortaya çıkacaktır.
Adam neredeyse lime lime dökülüyor.
Allah'ın işi işte.
Sarıgül'e en çarpıcı sürprizi yine kendi milletvekili yaptı.
Verdiği soru önergesiyle onun milyonluk kamu zararına neden olduğu anlaşıldı.
Baronlar işte böyle birini uyduruk anketlerle millete pazarlamaya çalışıyor.
***
Güneş doğmadan battı bile.
İhraç raporunda,
"Yapılanları görememek, yapılanları bilememek ve yapılanları örtbas etmek mümkün değildir.
Bu olayların siyasi sonuçlarının faturası ağır olacaktır.
Bu faturaların CHP'ye ödettirilmesine kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur" denilmişti…
***
Mustafa Sarıgül ismi
'rüşvet'le adeta özdeşleşti.
Cila kurtarmaz artık.
Vatandaş
'ahmak' değil.
Çünkü kaporta çürük, ne kadar boyarsan boya, altındaki defo belirgin bir şekilde sırıtıyor.
Bu arada en çok merak edilen de
Deniz Baykal'ın derin suskunluğudur.
Hani bu durumu yeni bir kasete bağlayanlar az değil.