Parlamenter sistemde 'Ana muhalefet iktidarın yarısıdır' derler.
Yani en az iktidar kadar sorumludur.
Ana muhalefet bu yüzden söylemlerine dikkat etmelidir.
Demokrasilerin bu genel kuralı bizim muhalefet için geçerli değil galiba.
Ağzına gelenin söylenmesi, olan bitene seyirci kalınması da bundan…
Taşın altına değil elini, tırnağını bile koymaz bunlar.
Millet birbirini kırmış,
Bakan dayak yemiş,
Milletvekili yuhalanmış,
Umurlarında mı?
Daha çok kışkırtırlar.
***
Başbakan Erdoğan ABD'ye gitti, CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu da Brüksel'e.
CHP lideri orada açtı ağzını yumdu gözünü…
Dedi ki;
"Reyhanlı'da ölen 51 kişinin katili Başbakan Erdoğan'dır. Esad ile aralarında sadece ton farkı vardır."
Üstelik konuştuğu yer Kağızman değil, Avrupa'nın kalbi Brüksel.
Adam coştukça coştu.
Anlaşılan eskiden postaldan medet umdular şimdi Avrupa'da çare arıyor.
***
Bu kez öyle olmadı.
Ciddi bir tepki geldi…
Baltayı taşa vurdular yani.
Kılıçdaroğlu'nun görüştüğü Avrupalı Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Erdoğan'ın Esad'a benzetilmesini kabul etmedi. Başbakan'ın, halkına karşı terör uygulayan Esad'la kıyaslanmasını kabul etmedi.
Sonra kapıyı CHP'nin yüzüne kapadı…
Adam Kılıçdaroğlu ile görüşmesini de iptal etti.
Bu tepki CHP'de soğuk duş etkisi yarattı.
Swoboda iyi bir demokrasi dersi vermiş oldu.
***
Esad-Erdoğan benzetmesiyle başlayan krizde dün ikinci perde yaşandı.
Swoboda, Kılıçdaroğlu'nun sözlerine ve CHP'ye ağır eleştirilerde bulundu.
Yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu ile aralarında yaşanan gerginliğe netlik kazandırdı.
Sosyalist Başkan,
"Erdoğan, Suriye halkına yönelik savaş ve teröre devam eden Esad'la kıyaslanamaz. AP Sosyalist Grubu Esad'ın Suriye politikasına karşıdır. Ve bir an önce yönetimi bırakmasını istiyoruz. Sivilleri katleden bir diktatörün Erdoğan ile kıyaslanması bizim savunduğumuz ilkelere terstir.
Onu eleştirebilirsiniz…
Erdoğan halkın oyuyla iktidara gelmiş birisi.
Kabul etsek de etmesek de halkın oylarına anlayış göstermek durumundayız.
Erdoğan'ın politikasını eleştirebilirsiniz ama diktatörü övemezsiniz" dedi.
Sanırım, Kılıçdaroğlu Brüksel'de unutamayacağı bir ders aldı.
***
Sevgili okurlar,
Bu köşeden belki bin defa yazdık,
"Kan üzerinden siyaset olmaz" dedik…
Olmaz arkadaş…
Bu hassas bir mevzudur…
Halkın damarına basmayın, milletin acısını siyaset malzemesi yapmayın.
Dedik ama…
Dinleyen kim?
Bizi takan kim?
Demek ki duygular mantığın önüne geçince böyle oluyor.
Yani göz dönmeye görsün.