'Anam beni vay beni' başlıklı yazımda, "İnşallah ikisi de çıkar" demiştim.
Biri hemşehrim Enver Ocak, Diğeri ise arkadaşım Mustafa Tuncel…
Önce Enver çıktı hakim huzuruna.
Dosya malum, çok ceza yedi…
Bakalım Yargıtay ne diyecek…
Önceki gün de Tuncel'in duruşması vardı.
O tahliye oldu…
Davul zurna eşliğinde çıktı Kürkçüler'den.
Halaylar çekildi, kurbanlar kesildi.
Kolay değil, Ayşe anacığından ve eşi Songül'den ayrı geçen iki yıl var.
Koskoca iki yıl…
Yani koca bir ömür.

Tahliye sonrası konuştuk.
Özlemişim o güven dolu gür sesini…
Geç buluşmuş, erken ayrılmıştık.
Aytaç Durak'ın kara kutusunu açtığı gün tanışmıştık.
"Ne pahasına olursa olsun gerçekleri açıklayacağım.
Birlikte Kürkçüler'e gideceğiz" demişti.
Sözünü tuttu, dediğini yaptı.
Durak'ı koltuğundan etti.
Sonra da cezaevine yolladı.

Mustafa Tuncel bence tarihe geçti.
Ancak mertliğinin ve delikanlılığının kurbanı oldu…
Gerisi hikaye…
Önüne arkasına bakmadan herkesin yardımına koştu.
Bu yüzden 'çeteci' olmakla suçlandı…
Öyle şeyler isnat ettiler ki şaşmamak mümkün değildi.

Güya örgüt kurmuştu, Güya rüşvet almıştı, Güya ihaleye fesat karıştırmıştı, Yağmalamıştı üstelik…
Kamu malına da zarar vermiş, Mermi bulundurmuştu…
Tehdit etmişti güya.
Çoğu hayali bu suçlardan 71 yıl hapsi istendi Tuncel'in.
Geçen cuma günü çıktığı mahkemede 'tahliye' kararı verildi.
O şimdi ailesinin yanında hürriyetin tadını çıkarıyor.

Ama ona kazık atanların yüreği kuşlar gibi 'pır pır' ediyordur şimdi…
Onlar kim mi? Tuncel'e ulaşmak için çırpınanlara bakın anlarsınız.
Uykuları kaçtı zavallıların.
Oysa o, "Cezaevinde Aytaç Durak'ı bile affettim" demişti.
Bana da, "İçeride çok düşündüm çok, artık sigara içmiyorum.
Rakı da içmeyeceğim.
Epey kilo verdim. Zıpkın gibiyim yani" dedi.
Bu sözlerden kim ne anlam çıkarır bilmem.
Kilo vermesi de, alkolü ve sigarayı bırakması da iyi olmuş.

10 yıldır Adana'dayım, Onu yeni tanıdım.
Dik duruşunu sevdim.
Bir de zulme karşı verdiği savaşı…
İstismar edildiğini biliyorum.
Ömründen 22 ay çalındığını da.
Neyse…
Delikanlılıkta olur böyle şeyler.
Şimdi ne desek boş yani…
Darısı diğer kader kurbanlarının başına…