'Kan, kan, kan' diye bağıranlar 'barış'ı dinamitliyor.
Hizmet yerine, 'kan' siyaseti yapanlar paniklemiş belli.
Ama esip gürlemelerini millet takmıyor...
Çünkü sipariş anketler bile 'barış'tan yana…

Fırsatı kaza etmiyorlar. TC işi de onlardan biri…
Operasyon medyası TC, bayrak ve Atatürk polemiğine bu yüzden gaz veriyor.
'Barış' ülkeyi uçuracak, onlar yaya kalacak. Dertleri bu…
İktidar 'kan dursun' diyor, Onlar ise 'hayır aksın…'
Dağlar çiçek açınca ne diyecekler…
Merak ediyorum.

Korkmamalıyız.
Bakın geçmişte Trabzon korktu da ne oldu. Ve sonra 'korku'yu nasıl yendi.

Sene 1997. Aralarında Rahmi Koç'un da bulunduğu 1800 bilim adamı 'Venizelos' isimli gemiyle Trabzon'a geldi.
Gemi limana yanaştı.
Zamanın Avrupa Komisyonu Başkanı Jacgues Santer, Rahmi Koç, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile İngiliz ve Yunan bilim adamları gemideydi.
"Din, Bilim ve Çevre" konulu bir sempozyum için Trabzon'a gelmişlerdi.
Programda Sümela'yı ziyaret de vardı.

Sonra şehri gezecekler, hasır bilezik ve telkari alacaklar.
Haberi duyan esnaf bekliyor.
O sırada Türk Ocakları'nın başını çektiği bir grup limanı basıyor.
Muhabbet klasik…
'Rum Pontus' meselesi…
O kadar taşkınlık yaptılar ki gemidekiler sahile çıkamadı bile.
Ve limandan ayrıldı Venizelos.
Rahmi Koç ve misafir bilim adamlarına karşı ayıp olmuştu.

Gemi Batum'a doğru yol aldı. Kuyumcular şaşkındı.
İki bine yakın paralı adam.
Bir o kadar da gemi personeli şehri paraya boğacaktı.
Siftahsız esnafın yüzü gülecekti.
Ama bir el 'Rumlar burayı alacak' palavrasıyla buna mani oldu…
Yalan dalga dalga yayıldı. Alışverişten başka...
Trabzon'a ne yapabilirlerdi ki?

Nitekim üç yıl önce Sümela ibadete açıldı…
Aynı gemi tekrar geldi, bu kez törenle karşılandı.
Üstelik papazlar ayin bile yaptı…
Sonra bol bol alışveriş yaptılar.
Hasır bilezik alıp esnafı ihya ettiler.
1997'de limandaki eyleme destek veren sevgili Ali Öztürk ise bu kez sahibi olduğu 'Günebakış'ta "Hoş geldin Venizelos" manşetini attı.
Yani Rumlar Trabzon'u istila etmedi.

Bölge halkı şimdi gelenlerin azlığından yakınıyor…
AK Parti Trabzon Milletvekili Faruk Özak, papazlar gelmeden önce Ali Öztürk'e "Bir şey olur mu?" diye sormuştu.
O da, "Derin devleti kontrol edin, hiçbir şey olmaz" demişti.
Derin devlet!

Haksız değildi.
Çünkü Yasin Hayal ve arkadaşları 1997'deki Venizelos eyleminden sonra McDonalds'ı bombaladı.
Yine ondan sonra Meryem Ana Kilisesi'nin rahibi Andrea Santoro öldürüldü. Hrant Dink olayı zaten malum.

Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, korkmaya gerek yok.
Kimseye pabuç bırakmaz. Değerlerinden taviz de vermez…
Ama 'devlet' de baba olduğunu unutmamalı değil mi?