Öyle fotoğraflar var ki;
Baktıkça değerlenir.
Hüzünlendirir,
Acı verir, Hatta öfkelendirir de…
Günümüzde fotoşopla fotoğrafların üzerinde değişiklik yapmak kolay.
Ama bu fotoğraf öyle bir şey değil…
Çıplak, yalın…
Çok şey anlatan,
Yani tokat gibi yüze çarpan bir fotoğraf karesi bu…
Bu fotoğraf aynı zamanda milletimize,
'Bidon kafalı' ve 'Göbeğini kaşıyan adam' diyen zihniyetin suçüstü halidir…

Bu fotoğrafı her gördüğümde gözlerim dolar.
Tarihi kareye iyi bakın…
İki subayın alaycı gülüşleri arasında kalan ve bu ülkede yıllar sonra bile hâlâ hizmetleri konuşulan rahmetle yâd edilen bir başbakanın yürek yakan dramını göreceksiniz…
Subayların yüzündeki ifade,
Uyduruk bir yargılama sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes'in asılacağını anlatıyordu aslında.

Tarihi Yassıada fotoğrafları aynı zamanda 27 Mayıs'ın da kanlı yüzüdür.
Mesela adanın ünlü komutanı Tarık Güryay, karşılaştığı her yerde rahmetli Menderes'i azarlar dururdu.
Bunu Yassıada'da Menderes'le birlikte yargılanan DP Trabzon mebusu olan amcam Salih Zeki Ramoğlu'ndan duymuştum.

Merhum Başbakan birçok çirkin iftiraya maruz kalmıştı.
Oysa eşi Berrin Hanım, 'Adnancığım' diye başlayan mektubunda evinin vergisinin taksitini dahi ödeyemediğini yazmıştı.
Sümerbank'tan gelen mektup ise vefasızlığa çarpıcı bir örnekti.
Menderes başbakan iken hediye edilen kumaşların bedeli istenmişti mektupla.

Fotoğrafla belgelenen o sabah ada komutanı Tarık Güryay iki yüzbaşı ile birlikte Menderes'in odasına girdi.
Komutan hemen fotoğraf çekilmesini emretti.
Menderes itiraz etti: "Hastayım ve kıyafetim düzgün değil. Milletimin beni bu halde görmesini istemem."
Ama dinleyen olmadı.
Güya fotoğraflar eşine gönderilecekti.
İşin aslı başkaydı oysa.
Çünkü basın Menderes'in hasta hasta asılacağını yazıp duruyordu.
"Bakın Menderes hasta değil" demek için çekilmişti o fotoğraf.

Hemen sonra da, Menderes'e "Sizi hastaneye götüreceğiz" dediler.
Hastane dedikleri İmralı'ydı aslında.
Yani idam edildiği yer.
Bir hücumbota bindirildi.
Adaya doğru yola çıktılar.
Menderes sakindi.
Kimseye bir şey sormadı.
İdama götürüldüğünü hissetmişti çünkü.
Vakur ve inançlıydı.
Menderes'in kaybettiği sadece hayatı oldu.
Ama o fotoğraftakiler ve arka plandakiler insanlığını yitirmişti.
Şimdi o iki subayın yüreğini merak etmemek mümkün mü?