Gözyaşları hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.
Bu kadar içten dokunmamıştı yanağına.
Bu denli koymuştu ayrılık.
Oysa her acının bir bedeli,
Her öykünün bir diyeti vardı…
Kaç damlada ıslanır ki o yürek…
Kaç mendille kurur bu gözyaşı…
***
"Özledim, özledim" dedi işte…
Geceleri yolunu şaşırdığını anlattı.
"Ne yana dönsem yalnızlık" dedi.
"Evimde…
Odamda…
Ne zaman başımı kaldırsam,
Bir çivi gibi alnımın ortasında" diye ekledi sonra.
Bir yanda yalnızlık, Diğer yanda onun hayali…
"Özledim" deyip durdu…
***
Gecenin karanlığında o anlattı ben dinledim.
Dinledikçe hüzün sardı dört bir yanımı.
Bugün
Sevgililer Günü ya…
Durmadı konuştu…
İçim bir tuhaf oldu…
Önce şaka sandım ama
Anlattıklarını dinledikçe şaka yapmadığını gördüm…
***
Bakın nasıl döktü içini bana:
"Her gece başka bir hayali bağladım gönül darağacıma…
Yüreğim sızlaya sızlaya…
İttim titreyen sehpayı parmak uçlarımla…
Asılan her hayal, ölüme giden yüzlerce umuttu aslında…
Kayboldu rüyaların renkli daveti…
Bir teselli aradım.
Çığlıklar kurşuna dizildi dudaklarımda…
Saçlarım intihar etti parmak uçlarımda…
Kayboldu bakışlarım titrek mum ışığında…
Ve ben öylesine bitkin,
Öylesine yorgun…
Bir yol arıyordum kendime, ona ulaşmak adına.
Ama bütün yollar yalnızlığa çıkıyordu, Bulamadım…"
***
Hasret yüreğine, gözüne ve diline vurmuştu sanki.
Ama sevdiği adam hayırsız çıkmıştı işte…
Çekip gidince de kararmıştı dünyası…
Bugün sevgi günü…
Eşinizi ya da sevgilinizi mutlu etme günü…
Uzaktaysanız eğer Kavuşma günüdür bugün…
En azından sevdiğinize bir tebessüm ile bir çiçeği çok görmeyin e mi!..