EXPO oylamasını, İzmir'de Ben Tv'den canlı yayında izledim.
Bu yazıyı tablonun ortaya çıktığı ilk turdan sonra yazıyorum. Çünkü ilk tur sonucunda, ne yazık ki, İzmir'in kaybettiği anlaşıldı. Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kenti, ilk turu 77 oyla bitirdi. Rakiplerimizden, Brezilya'nın Sao Paulo kenti ilk turda aldığı 13 oyla, İzmir'imiz ise ikinci oylamada elendi. En önemli rakibimizin Dubai olduğunu biliyorduk. Sonuçta beklenenin tersine Ekaterinburg ikinciliğe oturunca, matematiksel olarak daha ilk turda şansımızı mucize bir oy değişikliği beklentisine bağladık, ki bu neredeyse imkansızdı. Zaten ikinci turda İzmir elendi.
Çok çok üzüldüm. Çünkü güzel İzmir'imiz EXPO 2020'yi düzenlemeyi hakediyordu.
EXPO 2020 gerçekten İzmir'in hakkıydı. Bu oylama bir kez daha gösteriyor ki; dünyada bu tür organizasyonlarda her zaman hak eden kazanmıyor.

İZMİR'E HAKSIZLIK YAPILDI
Üstelik EXPO tarihinde, ikinci kez başvurup da ipi göğüsleyemeyen, çok az sayıda ülkeden biri olduk. Ama temel nedenlerin farklı olduğuna, Türkiye'ye ve İzmir'e haksızlık yapıldığına inanıyorum. Yapacak bir şey yok. Bu tür evrensel organizasyonlarda işin içine birbirinden farklı çok sayıda faktör giriyor. Ciddi finansal kaynakların, özellikle az gelişmiş ülkelere resmi kanallar aracılığıyla akışı, oylamaların kaderini rahatlıkla değiştirebiliyor.
Başbakan Erdoğan'dan Cumhurbaşkanı Gül'e, Denizcilik Haberleşme ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na; çok sayıda kişiden, çok sayıda İzmirli kuruma kadar; EXPO sürecine herkes bütünlüklü bir destek verdi. Hem devletin, hem kentin tüm aktörleri canla başla çalıştı.

BARDAĞIN BOŞ VE DOLU TARAFI
Şimdi çok üzülmemize rağmen, bardağa dolu tarafından bakmanın zamanı. Sağduyulu olmalıyız. En azından tüm dünyada, EXPO aracılığıyla ikinci kez İzmir'in adını duyurmuş olduk. Ciddi tecrübe kazandık. İzmir'i dünyaya sunmuş, pazarlamış olduk. Çok iyi ilişkiler kuruldu. İzmir'e turizm alanında da, belki yeni yollar açıldı.
Bardağın dolu tarafı, İzmir'in tanıtımıdır. Boş tarafına gelince; bu tür kayıplardan sonra, genelde kişilerin ve kurumların birbirlerine yıpratıcı eleştirileri gündeme gelir. Herkes bir şekilde kendi dışında sorumlu aramaya koyulur. Kazansaydık, sonucun güzelliğini tüm İzmir paylaşacaktı. Kaybettik. Şimdi de, bu sonucun sorumluluğunu tüm İzmir paylaşmalı. Artık önümüze bakma zamanı. EXPO'yu kaybetmek dünyanın sonu değil! Önemli olan İzmir'i önümüzdeki dönemde EXPO ve benzeri organizasyonları düzenleyebilecek evrensel şehircilik standartlarına ulaştırmak. Önemli olan bu tür organizasyonların oylaması sırasında, İzmir'in son üç gündür tanık olduğu alt yapı eksikliğinden kaynaklanan olumsuz görüntülere teslim edilmemesi.
İzmir, binlerce yıllık tarihsel mirasının şemsiyesi altında, kendi geleceğini sürekli yeniden kurgulamış, kendisine zengin alternatifler aracılığıyla yeni yollar açmayı başarmış, özel bir şehirdir. Yeter ki İzmir'in geleceği için kenetlenelim, doğru tercihlerde bulunalım, kentin ilerlemesi için, atılması gereken adımları, 'ego'ların zihinleri kaplayan inadından sıyırarak atalım. İzmir şehri, büyük bir şehir... Kendisine yeni yollar açmayı mutlaka başaracak, kendisini evrensel şehircilik standartlarına ulaştıracak yolları bulacaktır. İzmir, Türkiye'de geleceğin şehridir... Bu nedenle bugünü doğru yaşayarak, geleceğe bakmalıyız.