Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Gündemden uzak

Bazen rutinleşen gündemin boğucu ortamında, terör haberlerinin can yakan sayfalarında, genç ölümlerin acı veren gölgesinde, inanın yazı yazmak gelmiyor insanın içinden.
En güzeli, böyle anlarda daha çok sığınmak insanlığımıza.
En iyisi, sığınmak şefkatli insan hikayelerine, sevginin gücüne.
En sahicisi, belki de hüzünlü dokunuşlar eşliğinde anlatılar ile dokunmak insanın kendi yüreğine.

***

Bir bilgeye, "Nasıl insan oluruz?" diye sormuşlar.
"Üç adım atmakla" diye cevap vermiş bilge kişi:
"Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir; insanlığa attığın ilk adım budur...
Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise, ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın.
Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman, insansın ve insan olursun."

***
Ulu bir kavak ağacının yanında bir sarmaşık filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe sarmaşık kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
- Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
- On yılda, demiş kavak.
- On yılda mı, diye gülmüş ve yapraklarını sallamış sarmaşık; "Bak ben neredeyse iki ayda senin boyuna geldim" diye...
- Doğru, demiş ağaç, "doğru." Günler günleri kovalamış sonra ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında, sarmaşık önce üşümeye, sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
Bu durumda sarmaşık, sormuş endişeyle kavağa:
- Neler oluyor bana ağaç?
- Ölüyorsun, demiş kavak.
- Niçin?
- Benim on yılda gelmeye çalıştığım yere, sen iki ayda gelmeye çalıştığın için...
***

Bir öğrencisi Konfüçyüs'e demiş ki:
"Yaşadığın kentte seni herkesin sevmesi nasıldır?"
"Yeterli değil", yanıtını alan öğrenci yeniden sormuş:
"Peki, kentte seni herkesin sevmemesi nasıldır?"
Konfüçyüs şöyle cevaplamış:
"Yeterli değil. İnsanların arasında iyilerin seni sevmesi; kötülerin de sevmemesi; çok daha iyidir."

***
Lokman Hekim'e, "Bilgeliği kimden öğrendin?" diye sorduklarında şu cevabı almışlar:
"Körlerden öğrendim. Çünkü onlar ellerindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Basacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar...
Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür, faydalı ise konuşur ve konuştuğumu yaparım... Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim."

***
Bir hükümdar, sohbet sırasında bir filozofa, "Hikmet sahibi bir insan bulmakta çok zorlanıyorum" demiş. Filozof da, "Normaldir efendim" cevabını vermiş:
"Çünkü bir hikmet sahibini, ancak hikmet sahipleri tanıyabilir.
"
Yine aynı filozofa, "Senin bilginin diğer insanların sahip olduğu bilgilere üstünlüğü nedir?" diye sorduklarında, "Sahip olduğum bilginin çok az olduğunu bilmemdir" diye cevap vermiş.
Bir zorba ise, "Vicdan neye derler?" diye sormuş aynı filozofa.
Filozof, "Senin bilmediğin ve sana lazım olmayan şeye derler" demiş.
***

Hepimizin en çok ihtiyacı olan belki de 'vicdandır' bugünlerde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA