Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Dost buluşması

Hilmi Yavuz bir şiirinde, "Hüzün ki en çok yakışandır bize belki de en çok anladığımız" demişti. Bu şiirin taşıdığı anlam, hiç değişmedi bu coğrafyada. En çok hüzün yakışıyor bize ve en çok ondan anlıyoruz. Yine de bir sarkaç gibi sallanan farklı uçlar arasında; sevincin, kardeşliğin, güzelliğin lacivert sularında; hep birlikte kulaç atabiliyoruz. Zaten böyle olmasa, ne kalacak geriye! Sevgili ülkemizde; hep uzayan yalnızlıklarımız arasında...
İşte çoğaldığımız anlardan biri; izninizle kişiselleştirerek yazıyı, bir gecelik 'dostlar buluşmasını' aktarayım özetle:
Önceki gün akşamüstü saatlerinde, bu buluşmada kucaklaşmak için, İzmir'den Bodrum'a doğru yol alırken; telaşlı özlem duygusu yaşıyordum.
Yıllanmış bir dostluğu, içten sevgiyle paylaştığım sevgili Nebil Özgentürk'tü dostları bir araya toplayan.
Buluşmanın anlamlı vesilesi ise geçtiğimiz yıl aynı tarihte hayata 'Merhaba' diyen; Nebil'in tatlı, sevgili oğlu Arın'ın, birinci yaşına basmasıydı işte. Sevgili Nehir ve Nebil, bunu bir fırsat bilip, dostlarını toplamışlardı; denizin kıyısında, güzel, yeşillikler arasındaki bir bahçede.

İTALYANLARA İNAT
Önceki gece, bir kardeşlik, dostluk şölenini paylaşır gibiydi, o serin bahçe. Kimler yoktu ki hasretle kucaklaşan tüm dostlar arasında. Şarkıların, sanatın ve hayatın ustalarından sevgili Zülfü Livaneli. Değerli eşi Ülker ablamızla birlikte. Hepimizin hayatında izler bırakan, sevgili Can Dündar, değerli eşiyle. Sonra sevgili canım ablacığım Şule Talu. Ustalıklı yazı serüveninde vicdanlarımızın simgesi sevgili Umur Talu.
Yürek sesiyle, içli şarkılarında o buluşmayı taçlandıran Kubat mesela. Antalya'dan yola çıkıp, sade bir dost çağrısıyla, Bodrum'a ulaşan sevgili Sami Türkay ve Vedat kardeşim.
Özgentürk Ailesi'nin sessiz kahramanı, 'güzelim Ahmet Abim benim', değerli eşi. Anton Çehov'un 'Üç Kız Kardeş'ini aşan; Nebilciğimin 'dört tatlı, ihtişamlı kız kardeşi'; İtalyanlar'ı andıran kalabalık, kocaman, güzel ailesi.
İzmir'den eski dostumuz, Nebil'in ise en eski dostlarından, şimdilerde Konak'ın başarılı belediye başkanı, meslektaşımız Hakan Tartan kardeşimiz; sevgili Aynur Tartan ve Fıratcım.
Bugünlerde 50 yaş erkekleriyle ilgili bir belgesel çeken sevgili Tuluhan Tekelioğlu mesela. Nehir'in ışıklı annesi, güzel yürekli babası. Sevgili kardeşi, tatlı çocukları. Sonra bir tanecik Savaş Ay'cığımız. Onun billur sesli, geceyi şarkılarla okşayan kız kardeşi Işıl. Adlarını kesinlikle atladığım, köşeye sığmayacak tüm güzel dostlar.

PAYLAŞILAN ŞÖLEN

Bir şölen gibiydi akşam. Arın'ın babasına çeken minnacık sosyalliğinde; gülümseyen sesinin şemsiyesi altında; bir yanda Livaneli şarkıları, diğer yanda şiirler, Nebil'in taklitleri. Kardeşlik, dostluk ve güçlü sevgi duygusu. Geceyi kahkahalı ciddiyetle, sevgiyle, esprilerle, şiirlerle sürükleyen, sunan sevgili şairimiz, meddahımız, sevgili Sunay Akın bir de; kıymetli eşi her zaman yanında, sevgili oğlu. Nebil'in güzel ikizleri, işte yeni bir kardeşlik macerasında; Yiğit ve Kaan.
Anlıyoruz ki, 'güzel ülkenin, o güzel insanları, güzel atlara binip gitmediler.' Anlıyoruz ki, kardeşlik ve sevgi, nasıl çok yakışıyor bu ülkeye. Anlıyoruz ki, birbirini anlayan, bazen anlamayan insanların, birbirlerine sevgi içinde yaklaşması, nasıl büyütüyor güzelliği. 'Hüzün en çok yakışan olsa da bize'; sevinçle, saf neşeyle, paylaşma ve dostlukla çoğalıyor hayat. Elbette, belki hazanlı neşe gölgesinde, çok uzaklarda; ah o anlarda bile süren, trajik ve genç ölümler de olmasa! Bir de o olmasa Tanrım; nasıl çoğalacak bu ülke!

AH BALBAY!

Enişteciğim sevgili Umur'un; yeğenim, canım sevgili Yonca Talu'nun da; tesadüf doğduğu günlerdi, aynı zamanda. Çok uzakta, Silivri'de ise İzmirli gazeteci sevgili Mustafa Balbay, 52 yaşına giriyor o anda. Değerli eşinden, sevgili çocuklarından uzakta; demir parmaklıkların ardında. Binlerce insanın oyu ile milletvekili seçilen, milletin iradesine rağmen, hala cezaevinde olan sevgili Balbay. Çoktan tutuksuz yargılanması gereken, yattığı süre ile neredeyse 10 yıllık ceza zamanını tamamlayan Balbay... Tutukluluğu, cezaya dönüşen Balbay...
Hepsi Arın'ın doğduğu gün, birlikte çoğaldılar. İnsanlar, işte bir gece; hüznü büyüyen bir ülkede; bir sevinç penceresi açarak hayata, yeniden baktılar. Gece yarısı, karanlık bir asfaltın üzerinde, İzmir'e doğru yol alırken aracımla; gözlerim doluydu biraz da. Hem sevinçli, hem de hüzünlüydüm. Bu ülkenin, tümü sevgili, güzel insanlarımızın; barışa, koşulsuz sevgiye, kardeşliğe ne çok ihtiyacı olduğunu, bir kez daha, üstelik çok derinlerde bir yerde hissediyordum.
Ve sabah yaklaşıyordu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA