Sonbahar, kış derken bahar da 'merhaba' dedi. Evet, ne de çok özlemişiz.
Ilık bir bahar sabahı güneş insanı sarıp sarmalıyor. Yaşama sevincini kışkırtıyor. Doğayla birlikte her canlı gibi, uyanış, diriliş yeniden vücut buluyor.
Sabahın ilk saatlerinde cemreleri düşerken görenlerin olup olmadığını soruyorum. Ortalıkta şaşkın bir bakış var. Önce bir haber atladıkları endişesi ile yüzler asık ve endişe ile birbirine bakıyor.
Soruya soru ile cevap vermek zorunda kalınıyor.
'Nerde düşmüş'?
Birinci, ikinci ve son cemre deyince… Yüzlerdeki asık ifade tebessüme dönüyor. Birinci, ikinci ve üçüncü cemre düştü. Sonuç; cemreler düşerken kimse görmedi ama düştüklerini hissetmeye başladık. Doğa uyanmış, ağaçlar çiçek açmış, toprak yeşile bürünmüş, gök mavi… Havada çiçek kokuları var… Başkent'i böyle seviyorum. Güneş içimizi ısıtmaya başladı. Üzerimizdeki kışlıklar gardıroptaki yerini alırken, yazlıklar ön plana çıkmaya başladı. Taze bahar havası ile gökyüzü bile bir başka… Memleketimin dağlarını da umut mesken tutmuş… Baharla birlikte umutlar da yeniden yeşerir. Rengarenk çiçeklerin küçük kıpırtılarına tanıklık ediyoruz.
Her bahar kendine özgü yaşanır. Sevgi, hoşgörü, aşk, kardeşlik de yeniden canlanıyor. Bu bahar barut kokularından uzak olsun. Bahar ile birlikte umutlar hayat bulsun…