 |  |
Arap "dostlarımız"
Bu iktidarla birlikte Ortadoğu, daha geniş anlamıyla, Arap ülkeleriyle ilişkilerde strateji değişikliğine gidildiği herkesin malumu. Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini artırmayı, ayrıca Doğu-Batı ve İslam-Hıristiyan uygarlıkları arasında köprü işlevi görmeyi amaçlayan bu politika çerçevesinde; * Arap karşıtı olarak algılanabilecek ittifaklardan uzak duruldu. * İsrail'le ilişkileri dengeleme, hatta soğutma yoluna gidildi. * Bir dizi Arap ülkesiyle siyasi danışma mekanizmaları kuruldu, var olanlara işlerlik kazandırıldı. * Arap-İsrail sorununun çözümünde arabuluculuk önerildi. * ABD'nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nde "model" olmak reddedildi, bölgenin demokratikleşmesine sadece katkıda bulunulabileceği her fırsatta tekrarlandı. * İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreterliği'ne bir Türk, Prof. Ekmelettin İhsanoğlu önerilerek ve seçtirilerek, İslam dünyasının ne denli önemsendiği kanıtlandı.
Bir yanak uzattık... Listeyi daha da uzatmak mümkün. Peki, bu yeni politikalara Araplar'ın tutumu ne oldu? Yanıtı Mısır'ın önemli gazetelerinden "El Hayat"tan aktaralım. "Araplar, Türkiye'ye neden sırt çevirdi" başlıklı yazıda bakın madde madde neler sıralanıyor: * Türkiye'nin Arap sorunlarının çözümüne katkı için bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi çağrılarını duymazlıktan geldiler. * Ankara'nın Irak'a Komşu Ülkeler Konseyi girişimiyle alay ettiler. * İKÖ'nün başına bir Türk'ün gelmesine şiddetle karşı olan Arap ülkelerinin direnişi yüzünden, örgüt tarihinde ilk kez gizli oyla seçim yapmak zorunda kaldı. * Kendilerinin sustuğu Şeyh Ahmet Yasin suikastini Türkiye'nin "Devlet terörü" diye nitelemesine bile omuz silkip geçtiler. * Erdoğan Hükümeti'nin Arap-İsrail sorununa arabuluculuk önerisine yanıtları, Londra'daki Arap-İsrail konferansına Türkiye'yi çağırmamak oldu. * Türkiye'nin Arap Birliği'ne gözlemci olma talebi, örgütün karanlık arşivlerine gönderildi. * Arap Birliği'nin 22-23 Mart'ta Cezayir'de yapılan zirve toplantısında Dışişleri Bakanı Gül'ün "Ortak çalışmanın önemini vurguladığı" mesajı birkaç satırla geçiştirilerek anlamazlıktan gelindi. Böyle sürüp gidiyor Mısır gazetesindeki yazı...
Erivan'ın konukları Biz de bir katkıda bulunalım. Cezayir'deki o zirvede Kaddafi'nin Türkiye'ye hakaret dolu konuşmasını gülerek ve başlarını sallayarak onayladılar. Ve bir gelişmeyi aktaralım: Suriye'den Suudi Arabistan'a, Ürdün'den Irak ve Katar'a kadar uzanan geniş bölgede yaşayan 12 büyük Sünni aşiretin temsilcileri üç gün önce Ermenistan'a gittiler. Soykırım iddialarında Ermeniler'in yanında yer aldıklarını bildirmek için. Ve zehir zemberek suçlamalarda bulundular. Örneğin, Tal aşiretinin reisi Muhammed El-Arif, Osmanlı hükümetinin açlıktansusuzluktan ölmeleri için çöle sürdüğü Ermeniler'i kendilerinin kurtardığını söyledi. Noaf ElBeşiri adlı reis ise Türkler'i barbarlıkla suçladı. Sonra soykırım anıtında saygı duruşunda bulundular. Yazıyı noktalarken bir haber daha geldi. Hatırlayacaksınız, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat geçen yıl Ankara ziyaretinde, Hatay'ı Suriye toprakları içinde gösteren haritaları yok edecekleri sözünü vermişti. Paris'te iki hafta önce açılan turizm fuarında Hatay ve İskenderun'u Suriye'nin parçası olarak gösteren haritalar ve broşürler dağıtıldı. Şam gezisine hazırlanan Sezer ve Dışişleri'ne duyurulur...
|