"İnsanları bir araya getirmenin, kardeş yapmanın evrensel dilidir müzik.. Ülkemizin ve dünyanın sevgi ve kardeşliğe en çok muhtaç olduğu günleri yaşıyoruz.. Çocuklarımıza çok daha rahat ve mutlu yaşayacakları bir dünya bırakmak zorundayız. Bu sebeple bu gece açtığımız festivali, 'Dünya Çocukları'na ithaf ediyorum" dedi, Antalya Anakent Belediye Başkanı Menderes Türel!.
Ortam siyaset yapmaya çok uygunken, hiç karıştırmadan "Dünya Çocuklarına daha iyi dünya bırakmalıyız" demek.. İşte Antalya Çocuğu Menderes bu!.
Bir nefes aldı.
"Bir ithafım daha var" dedi..
"Dün sevgili eşim Ebru ile evlilik yıldönümümüzdü. Expo2016, Piyano Festivali, Antalya'nın günlük işleri arasına boğulmuşken, kutlama fırsatı bile bulamadım. Huzurunuzda bu festivali ayrıca ona ve onun şahsında kadınlara ithaf ederek kendimi affettirmek istiyorum!."
Bu kadar kısa, ama bu kadar anlamlı, bu kadar şirin bir açış konuşması izlemedim bugüne dek.
Sonra sahneye Gürer Aykal şefimle, dünya tatlısı (Konserden sonra Gürer Şefim buluşturdu, beraber yemek yedik. Ne kadar tatlı olduğunu orada gördüm..) Zhang Zuo geldi. Daha parmakları tuşlara dokunurken büyülendim.. Çaykovski'nin 1. Piyano Konçertosu büyüler beni zaten daha girişinde.. Bir de Zou'nun enfes yorumu..
Kıyamet alkış.. Bir daha geldi Zou.. Çok hoş bir melodi çaldı. Yemekte sordum.. "Bir Çin Halk Şarkısıydı" dedi.. "Bilir misin, ben ilk Çin halk şarkımı ilkokula başladığım yıl ezberlemiş, dördüncü sınıfa geçip de notalara girişince, müzik yanı hakkında da fikir sahibi olmuştum. Ama onun Çin şarkısı olduğunu 40 yıl sonra öğrendim" dedim. Anlattım da.. "Ilgaz diye bir türküyü sınıfça koro halinde söyledik yıllarca.. Aradan yıllar geçti. Bir Çin sirkinde baktım, orkestra Ilgaz'ı çalıyor. Akrobatlar şov yapıyor, ben ilkokul şarkımı mırıldanıyorum.. 'Ilgaz Anadolu'nun sen yüce bir dağısın..' Bitince şov, kulise gittim.. 'O bizim türkümüzü jest olsun diye mi çaldınız bir bölümde' diye sordum. 'O bir Çin halk şarkısıdır' demezler mi?.
İkinci yarıda orkestranın muhteşemliği ortaya çıktı.. Antalya Senfoni ile, Akdeniz'e kıyısı olan ülke müzisyenlerinden kurulu Akdeniz Senfoni işbirliği ile kurulmuş Akdeniz Filarmoni..
Bir Ferit Tüzün, bir de Korsakov.. Türk ve İspanyol Kapriçyoları..
Salon nasıl ayakta, orda olup görmenizi isterdim.
Konserden sonra, kuliste kutladığım Gürer Şefim "Bizim kaldığımız otelde çocuklar için yemek hazırlandı. Çoğu sizinle tanışmak istiyor. Gelin ne olur" deyince ikiletmedik..
Hele ben.. Özellikle enfes sololar yapan Ersun Kocaoğlu, Kerem Aykal ve Rüstem Mustafa'yı görmek istiyorum mutlak.. Ve de İspanyol Kapriçyosu finalinde bütün ruhları coşturan o "Nefesliler"in tümünü..
Oturduk, aile ve Gürer.. Çocuklar çekiniyormuş iyi mi?. Birer birer Şef'ten izin alıp yaklaştı ve kendilerini tanıttılar..
Hepsine nasıl sımsıkı sarılmak, öpmek istedim..
Bu orkestra müthiş.. Bu orkestra bugüne dek bu ülkede dinlediğim en harika "Bizim" orkestra..
O sırada yanımıza gelen Menderes Başkan'a "Bak bu Gürer Aykal.. Akdeniz Filarmoni'nin şefi.. Seni de başkanım bu orkestranın müdürlüğüne tayin ediyorum.. Her yıl en az 6 konser vermeliler" dedim..
Laf aramızda, hayatımda ilk defa bir Klasik Müzik festivali açılışında gördüğüm Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'dan da Akdeniz Filarmoni'ye destek sözü aldım..
Bu orkestranın adına bir yerde rastlarsanız, kaçırmayın..
Antalya devam edecek tabii.. Daha yeni başladık, durun!..