Futbolun öldürüldüğü gecenin katillerini en doğru belirleyen, en isabetli teşhisi koyan futbol adamı, hem de "Efsane Trabzon Takımı"nın efsane solaçığı İskender Günen oldu..
Sabah "Tribünden meczup indi" başlığı ile sıranın en sonundaki sorumluyu işaret ederken üstelik..
"Yazık, ayıp" başlıklı yazısı şöyle bitiyordu İskender'in..
"Salih Dursun, hakeme kırmızı kart gösterdikten sonra yapılan ve Trabzonspor oyuncusuna yakışmayan bu olaydan sonra onu haklı bulanlar, dünkü tablonun oluşmasında pay sahibidir."
Hem de nasıl pay İskender, hem de nasıl pay!..
O utanmazlığı, o rezil, ayıp ötesi işleri yapan Salih'i kim kahraman ilan etti?. Kim göklere çıkardı?.
Türk (demeye utandığım) Spor Medyası..
Bir utançtan bir anıt yarattı medyam.. Öyle tahrik ve teşvik edildi ki, Trabzon'da sonunda anıtı dikildi, Salih'in..
O zaman yazdım, yalvardım.. "Yapmayın.. Etmeyin.. Yeni Salihler yaratacaksınız.. Yarın birileri 'Benim de heykelim dikilsin' diye daha da rezilini yapacak" dedim.. Mürekkebi kurumadı duruyor..
Salih, hakeme kırmızı kart çıkarmıştı. Sabah'ın "Meczup" dediği O.M. daha rezilini yaptı. Hakemi tekme, yumruk dövdü..
1 numaralı sorumlu, Türk Spor medyasıdır.
2 numaralı sorumlu, 6222 sayılı "Futbolda Şiddet Yasası"nı uygulamamakta ısrar eden ve nerdeyse "Yok" hükmüne düşüren, Cumhuriyet Savcılarımızdır. Ceza'nın bir numaralı amacı "Önleyici" olmaktır. Suça göz yumarsan, suçluyu kovuşturmazsan, o yasa işe yarar mı?. Türkiye kadar şiddet olayı yaşayan ülke var mı?. Kaç kişi hapse mahkum oldu bugüne dek?. Taraftarı en ağır şekilde tahrik eden kulüp başkan ve yöneticilerinden kaçı hakkında soruşturma açtı savcılarımız, söyler mi, Adalet Bakanımız acaba?.
3 numaralı sorumlu, Trabzon Valisidir.. Bu maçta olay çıkacağını bilmek için MİT raporu mu gerek, Bay Vali?. Her Trabzon- Fener maçında olay çıkıyor 1!. Bu defa durum daha da kritik.. Çünkü Trabzon ile Fener arasında, en azından Trabzon açısından paylaşılmayan bir "Şampiyonluk" hesabı var. 2010- 11 Şampiyonluğu.. Tribünlerin gergin olacağı belli değil mi, 2!.. Maç başından sonuna küfürler altında oynanıyor.. Trabzon 4-0 mağlupken bile kimse stadı terkedip gitmiyor.. Bu ülkede Vali mertebesine tepeden inmediysen, zerre deneyimin varsa, biraz şüphelenmez misin, 3!. Hadi şüphelenmedin.. Yahu kale arkasında, seyircinin sahaya girmesini engelleyen ağlar yıkılıyor, televizyon gösteriyor.. Ortada hala üç beş özel güvenlik görevlisinden başkası yok.. Trabzon'da polis mi yok?. Jandarma, Özel Kuvvet mi yok?. Alsana sahaya.. Dizsene tribünün önüne.. Sahaya değil.. Tribüne ki, sövene, şişeleri, çakmakları, ayakkabıları, en son da koltukları kırıp atanları anında yakalasın.. Polisi ellerinde kalkanla sur gibi dizmek mi, aklına gelen önlem, Bay Vali?. O da, hakem dayağı yedikten sonra üstelik..
Vali, Trabzon'da devletin olmadığı görüntüsünün 1 numaralı failidir. Derhal soruşturma açılmalı ve soruşturmanın selameti açısından işten el çektirilmelidir.
4 numaralı sorumlu maçın hakemidir.. Hayır, tam da olayın gerçekleştiği tribünlerin önünde Trabzon'un net penaltısını vermediği, sarı kartlı Van Persie'ye iki defa ikinci sarıyı çıkartamadığı için değil.. Maçı başından sonuna sessiz izledik. Ya yayıncı kuruluş "Algı operasyonu" yaratıyor, Trabzon aleyhine.. Ya da yayına yansımayacak derecede ağır küfürler sürdüğü için saha mikrofonunu kapalı tutuyorlar. 90 dakikanın 85 dakikası, 360 derece küfürler altında oynanır, Volkan'ın kalesine yağmur gibi her türlü madde atılırken, oyun devam ettirilir mi, hakem?. Durdurup anons yaptırsana.. Sahanın etrafına çepeçevre güvenlik önlemi istesene.. İçeri girip, tribünlerin boşaltılmasını talep etsene.. Kafasına tekme yiyen hakem ölebilirdi. Felçli kalabilirdi.. Vicdanın sızlamayacak mıydı, o zaman?. Arkadaşlarını sahada bırakıp, en evvel kendi kaçan, hakemlik ve insanlık yoksunu adamda vicdan var mı, acaba?.
5 numaralı sorumlu Trabzon Başkanı ve yönetimidir.. Daha dün o şehirde hakem maçtan sonra 4 saat mahsur kalmadı mı, hakem odasında.. Kenti, taraftarı sakinleştirmek yerine, üç paralık oy için, her şeye göz yumup, durmadan tahrik edersen, bu sonuç "Sürpriz" olur mu?.
6 numaralı sorumlu, Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Komitesidir. Bu ülkede Federasyona ve Hakem Komitesine, inanan, güvenen var mı?. Eyyamcı ve seyirci kurumlar yüzünden, ülkenin nerdeyse tamamı, fevkalade taraf tutulduğuna inanmıyor mu?. Bu iki kurumun başkanlarının olduğu ülkede, "Adalet"in gerçekleşeceğini düşünen kaç kişi var, söyler misiniz?.
7 numaralı sorumlu.. Hala M.Ö. demeye dilim varmıyor.. Bu ülkenin A'dan Z'ye tüm sorumlu kişi ve kurumları, o delikanlıyı "Çıldırtmak" için elimizden geleni yapmışken "Meczup" diye suçlama hakkımız var mı, oturup bir daha düşünelim, şimdi!..