Sıra geldi, Kıbrıs'a asıl gitme sebebime.. Kaya ailesi benim yakın dostlarımdır. Zekası ve çalışkanlığı ile kısa zamanda harikalar yaratan Baba Erzurum delikanlısı Burhanettin Kaya.. Tam da Tagore'un dediği gibi, "Gölgede durarak lambayı tutan" ve Burhan Bey'in yolunu aydınlatan muhteşem eşi Mahmure Hanımı ve oğulları Burak ve Doruk'u, Antalya'da ailecek tatil yaptığımız bir Belek Otelinde tanıdım. Otel Kaya ailesinin. Burhan Bey, otele bir de golf sahası ekleme kararı vermiş. Her zaman olduğu gibi işin başında.. Yani otelde. Tanıştık. Kaynaştık. Günde üç öğün buluşuyor, iki aile yemek yiyoruz.. Öylesi bir kaynaşma.. Hayattaki en unutulmaz tatillerimden biridir. Benim için tatil, deniz, güneş falan değil bilirsiniz.. Sevdiklerimle bir arada olmaktır esas olan..
O tatile bir aile gittim, iki aile döndüm, öylesi..
Büyük oğlan Burak'ı çok sevdiğim Cavit Çağlar Bakanımın kızı ile İzmir'de evlendirmiştik. Gene Kaya otelde.. Küçüğü Doruk'un başını bağlamak biraz zaman aldı.. Onun düğünü bu defa Kıbrıs'taki Kaya Otel, Artemis'te..
Düğün aslında üç gün üç gece planlanmış.. Ama benim üç gün ayıracak vaktim yok bir.. Kıbrıs'a gitmişken yapmam gerekenler var, iki.. (İki gündür okuyorsunuz).
Ben sadece "Nikah Töreni"nin yapılacağı galaya katılabildim.. Gazetelerdeki resimlere bakıyorum, nikah sonrası.. Kimler kimler varmış, meğer.. Hiçbirini görmedim. Nasıl göreyim?. İki bine yakın davetli orda..
Ama en az 100 ünlü Türk gördüğümü söyleyebilirim..
Ben Kıbrıs Genç TV'nin yerinde olsam, Kırmızı Halı canlı yayını düzenlerdim.. Öyle ünlü, öyle renkli insanlar vardı, konuklar arasında..
Ve de tabii, kıyafetler.. Biz erkekleri geçin.. Kadın konuklar resmen bir defile yaptılar..
Tüm gördüklerim arasında gecenin kraliçesini seçtim.. Sadece gönlümle değil, gözlerimle de..
Mahmure Hanım!..
Ana Kraliçe, gerçekten kraliçesiydi gecenin.. Nasıl şık.. Nasıl dimdik..
Burhan Bey her zamanki neşesi, canlılığı, dostluğu, kalenderliği ile her tarafta..
Kız tarafını hiç tanımıyorum. Orada ayaküstü görebildim ancak.. Gelin Tuvana'yı görünce "Aferin Doruk" dedim.. Gelinliği de çok şıktı..
Nikahı Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün kıydı. Dr. Akgün de sevdiğim dostlarımdandır.. Şirin bir nikah kıydı. Kusuru lafı uzatmasaydı. Uzatınca da çok tekledi, çok hata yaptı..
İşini bitirince, Evlilik Cüzdanını "Siz seçin, verin" diyerek, baş şahit, ailenin yakın dostu Bakanımız Binali Yıldırım'a uzattı. Binali Bakan da lafı uzattı biraz.. Politikacı olunca, böyle oluyor zahir!. Sonunda damada verdi cüzdanı ve dedi ki..
"Şimdi sana çok önemli bir öğüt oğul.. İtaat et!.. Rahat et!.."
Bahçeyi dolduran konuklardan alkışlar ve kahkahalar beraber geldi..
"İtaat et!.. Rahat et!."
Hayatın her safhasına uygulayabilirsiniz.. Hepsinde işe yarar!.
Binali Yıldırım, o gece bir kez daha dikkati çekti.. Tören bitip gala yemeği için salona geçildi. Sahnenin tam karşısında protokolun 1 nolu masası var.
O masada da Binali Bakan, Mevlut Çavuşoğlu bakan, eski Bakan, AKP Genel Başkan yardımcısı Mehdi Eker, bir kaç milletvekili var.. Servis başladı.. Açılışlar dağıtıldı ki, Ebru Gündeş sahneye çıktı..
Muhteşem alaturkasını, daha fazla para kazanmak için arabeskle değişen Ebru Gündeş'e yıllardır adım atmam.. Tahammül edemiyorum çünkü.. Suratımı buruşturdum. Binali Bakan, fazlasını yaptı. Kalktı ve salonu terk etti. Arkasında tüm protokol masası..
Hepsi o gece Kıbrıs'ta, üstelik o otelde kalıyorlar. O zaman kalkışın sebebi açık ve bence haklılar.. Hiç biri Reza Sarraf'ın eşi ile ayni kareye girip bin türlü yoruma sebep olmak istemiyor..
Ebru Gündeş de o gece, her nasılsa, arabeske takılmadı.. Çok keyifli bir program yaptı üstelik..
Yarın.. Gene geleceğim, Kıbrıs!.