Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı TÜRGEV'in Geleneksel 2. Mezuniyet ve İftar Programı, eğitim, siyaset, sivil toplum ve iş dünyasını bir araya getirdi. Bu buluşmaya vesile olan bir eğitim kurumu olsa da herkesin aklı fikri sıcak gündem olan koalisyon seçeneklerindeydi.
Masalarda daha çok bu konu konuşuldu.
Acaba hükümeti kimler kuracak? AK Parti CHP'yle mi yoksa MHP'yle mi koalisyon kuracak ya da erken seçim ihtimali mi öne çıkacak? Hangisi daha gerçekçi?
Doğrusu süreç henüz başlamadı ama bu soruların soruluyor olması bile insanları rahatsız etmeye yetmiş. Belirsizliğin getirdiği kaygıyı yüzlerde görmek mümkün...
Neyse ki sahneye çıkan, TÜRGEV'li öğrencilerin umut veren konuşmaları bu puslu havayı dağıtıyor. TÜRGEV, siyasetin de gündeminde olan ve çok tartışılan bir vakıf.
Birkaç ay önce Vakıf Başkanı Arzu Akalın'ın davetiyle katıldığım kahvaltıda bu kurumu daha yakından tanıdım.
Üzerinde onca fırtına kopartılan ve algı operasyonları yapılan TÜRGEV, 19 yıl önce kurulan ve kız öğrenciler için yurt yapan bir vakıf.
Bugüne kadar barınmalarını sağladığı öğrenci sayısı ise 4 bin civarında. Doğrusu sayı çok değil ama buna rağmen bu kadar saldırıya uğramasının bir başka nedeni olmalı.
Bu durum biraz Türkan Saylan olayına benziyor. Şu tesadüf olabilir mi? Yurt yapımlarının arttığı tarihle, saldırıların arttığı tarih, 2012. Bu Gülen Cemaati'yle ilişkilerin kopmaya başladığı tarihi işaret ediyor.
Ve şunu da biliyoruz, "Paralel Yapı" eğitimle uğraşan herkesi itibarsızlaştırmak için yıllarca uğraştı. TÜRGEV'in düzenlediği İftar Programı'nda öğrencileri yalnız bırakmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında vakfa yönelen bu saldırılara dikkat çekiyor ve şöyle diyordu:
"TÜRGEV'e saldıranların asla gençlik diye, eğitim diye, hizmet diye bir dertleri yoktur. Burada yapılan hizmetleri görüp de bunlara karşı çıkmak, akıl, vicdan, insaf sahibi hiç kimsenin yapabileceği bir iş değildir. TÜRGEV'in ısrarla siyasi tartışmaların içine çekilmek istenmesinin sebebi bu çatı altında yetişen gençlerin inançları, tarihleri, kültürleri, medeniyetleri konusunda elde edecekleri müktesebatlarıdır. Biz de işte tam da bu sebeple TÜRGEV'e sahip çıkıyor, güçlenmesini, hizmetlerinin yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Siyasi tartışmalar yapılan hizmetleri gölgelemenin ürünüdür ve algı operasyonundan ibarettir"
Aslında öğrenci yurdu meselesine son yıllarda devlet hız vermesine rağmen hala çok ihtiyaç var. Devlet veya özel, vakıf veya yerel yönetim, herkesin bu konuya destek vermesi gerekiyor. Çünkü sadece büyük şehirlerde değil, Kars'tan Edirne'ye üniversitelerin bulunduğu hangi şehre gitseniz ciddi bir yurt sorunu karşınıza çıkıyor. TÜRGEV, tam da bunu yapıyor. Hem de çok kaliteli bir biçimde. Artvin, Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya ve son olarak da Siirt'te açılan yurtların sayısı 20'ye ulaşmış durumda.
Bunun da önemli bir ihtiyacı karşıladığı çok açık... Ayrıca vakıf, yurtta kalanların yüzde 40'ını oluşturan, başarılı, yoksul, şehit ve gazi çocuklarına da burs veriyor.
Bu tür girişimler arttıkça, eğitimde tekel oluşturan, eğitimi kullanarak devletin kılcal damarlarına sızan ve şeffaf olmayan "Paralel Yapı"nın ve ona destek olan siyasilerin rahatsızlığı da artıyor. Saldırıların asıl nedeni bu.