Aylar önce, darbelerden, kalkışmalardan ve pusulardan umudunu kesenlerin "ekonomik krize" umut bağlayacaklarını yazmıştık. Tam seçim sürecinde ABD'nin dolara müdahalesiyle başlayan küresel sarsıntı onlar için bulunmaz fırsat oldu.
Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, AK Parti'yi sandıkta yenemeyenler hemen harekete geçti ve adeta sevinç duyarak "Kriz geliyor" türküleri söylenmeye başladı. Gerçek rakamlar, veriler çarpıtıldığı gibi Türkiye'nin son dönemde attığı tarihi adımlar da görmezden gelindi.
Ağzını açan, kara bir tablodan söz ediyor. Seçime giderken de, siyaseti bu kara tablo üzerine inşa ediyorlar. Oysa durum çok farklı ve Türkiye toplumu bu farkı görüyor. Türkiye, Mısır, Irak ve Suriye politikasındaki ahlaki ve insani duruşuyla, "dünya 5'ten büyüktür" diyerek küresel adalet arayışıyla tüm dünyanın dikkatini çekiyor.
Çözüm süreci bölgenin en önemli barış projesi olarak heyecan yaratıyor. Doğrudan yatırımlar da, işsizlik verileri de parlak olmasa da söylendiği gibi değil, tam tersine geçmişle kıyaslanmayacak iyi bir noktada. Ama en önemlisi hiç kuşkusuz, bir sığınma limanı olan ve küresel dünyanın merkezinde yer alan Türkiye'nin hem "enerji" hem de "ulaşım" koridoru olması...
Şu manzaraya bakın. Bütün o negatif algı yaratma operasyonlarına, içeriden ve dışarıdan kuşatmalara rağmen Türkiye, son bir iki yılda hem Bağdat ve Erbil'le petrol anlaşmasını imzaladı, hem de Azerbaycan ve Gürcistan'la birlikte TANAP projesinin temelini attı.
10 milyar dolarlık TANAP projesi, Kars'tan Çanakkale'ye 20 ili geçerek Avrupa'ya ulaşacak. İçeride istihdamdan sanayiye dışarıda ise "barış içinde bir arada yaşamaya" müthiş katkı sunacak bir proje bu. Bu adıma, Bakü- Tiflis- Kars demiryolu hattını da ekleyin. Bir adım ötesi, Çin'in başkenti Pekin'den Londra'ya uzanacak yeni bir demiryolu hattı demek.
Bu üç hattın, bölgeyi hatta dünyayı derinden etkileyeceği çok açık. Ayrıca sadece ekonomiyi değil, siyaseti de yeniden şekillendirecek. Bu durum biraz da II. Dünya Savaşı'ndan sonra AB'nin oluşmasına yol açan, "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu"na benziyor.
Daha önce de seslendirildi; Türkiye'nin merkezde olduğu yeni bir bölgesel birlik, yani Avrasya Birliği hiç uzak bir olasılık değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kars'taki temel atma töreninde şöyle diyordu:
"Bu projeye, Azerbaycan'dan Gürcistan'dan Türkiye'den ziyade tüm Avrasya coğrafyasının ihtiyacı var. Biz bu projeyle aynı zamanda sahip olduğumuz kaynakları, kendi vatandaşlarımızın, onlarla birlikte tüm bölge halklarının, tüm insanlığın hizmetine sunma irademizi de ifade etmiş oluyoruz."
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in şu tespiti de geleceğe yönelik bir işaret: "Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki siyasi güç birliği pekişiyor."
Newroz bayramı arifesine denk düşen bu günlerde gerçekleşen temel atma töreninde ortaya çıkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili fotoğrafına biraz da bu perspektiften bakmakta yarar var.
Bölgeye bahar, ondan hoşlanmayan ve kara tablo çizenlere rağmen gelecek.