Başbakan Ahmet Davutoğlu, son dönemde özellikle AB ülkeleriyle yoğun görüşmeler sürdürüyor. Paris'teki terör saldırısını kınamak için düzenlenen büyük yürüyüşe katılan Davutoğlu, ardından Almanya Başbakanı Merkel'le görüştü. Önceki gün de AB'nin başkenti Brüksel'deydi. Avrupa Komisyonu yönetimi de, Davutoğlu da yeni göreve geldikleri için ilk kez buluşuyorlardı. Avrupa Konseyi Başkanı Polonyalı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB'nin dış politikadan sorumlu temsilcisi Federica Mogherini'yle ikili görüşmeler yapan Davutoğlu, AB Daimi Temsilciliğimizle "Friends of Europe" tarafından düzenlenen toplantıda da etkili bir konuşma yaptı. Dönüş yolunda uçakta konuştuğumuz Davutoğlu, Tusk'la arasında geçen "Bizi Viyana'da siz Polonyalılar durdurdunuz bu sefer Brüksel kapısını siz açacaksınız" anekdotunu hatırlattıktan sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. İşte Başbakan Davutoğlu'nun gündeme ilişkin cevapları:
Avrupa içine kapanıyor
Bugün Avrupa'da Türkiye'ye yakın bir ekip iş başında fakat Brüksel'e sinmiş genel bir hava var. Artık karşımızda içine dönen sadece kendi sorunlarıyla ilgili, dünyaya liderlik yapmaktan uzak bir Avrupa var. Avrupa dış dünya ile iletişime girmediği zaman dinamizmini kaybedebilir ama bu zorunlu bir kapanma gibi duruyor. Avrupa kıtasında içe kapanmayı teşvik eden siyasi ve ekonomik gelişmeler yaşanıyor. Türkiye ile ilgili nihai kararı alma durumunda olanlar cesur değil. Biz 2006'da üye olsaydık ve euro ile birlikte küresel krize girseydik, kolay bir süreç olmayabilirdi. Avrupalılar "Enflasyonu mu kontrol edeceğiz talebi mi artıracağız"ı tartışıyor. Alacakları kararlar ihracatımızı doğrudan etkiliyor.
Merkel'le görüşmelerimiz beklentimizin üzerinde geçti. Heyetler arası görüşme trafiğini artıracağız. Tek tek her Avrupa ülkesi Türkiye ile iyi ilişki kurmak istiyor. Türkiye'nin stratejik gücünü yanına almak istiyorlar ama bir bütün olarak AB'ye girme süreci gündeme geldiğinde frene basıyorlar.
Batı medyası ile Türkiye arasında fark yok
Paralelciler Türkiye Başbakanı AB ile görüşmeye gittiğinde sorguya çekildiğini zannediyorlar. Bilakis ben onların üzerine gidiyorum ve Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda ne kadar temelsiz olduklarını söylüyorum. Bana tutuklu, hükümlü gazetecilerin ismini verin dedim. Bir isim söyleyemediler. Fredoom of Speech konusunda açıklama yapmaktan vazgeçtiler.
Batı medyasındaki durumla Türkiye'deki durum arasında fark yok. Bakın diplomatlarımız esir düştüğünde onların can güvenliğini sağlamak acısından yayın yapılmasın dedik. The New York Times ve Washington Post onlarca haber yaptı bu süreçte. Peki, soruyorum ABD'liler DEAŞ'in elinde tutsakken ABD medyası kaç haber yaptı? Bild, Frankfurt olayları ile ilgili neler yazabildi? Bakın Fransa'da terör saldırılarının olduğu hafta 64 kişi sosyal medyada Twitter ve Facebook'ta yazdıklarından dolayı tutuklandı, sorgulandı. Bazı çevreler Türkiye'nin başarı hikâyesinin bitmesini istiyor. Türkiye'de en fazla satan beş gazetenin dördü muhalif. Söyleyince bunları bilmediklerini belirtiyorlar. Türkiye aleyhine Paralel lobiciler eskiden DHKP-C'nin gittiği parlamenterlere giderek çalışma yapıyor.
Türkiye'ye yönelik algı operasyonu var
Dünyada uluslararası medya networku var. Bu network bir karar vermiş. Türkiye'nin başarı hikâyesi bitirilecek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan demoralize edilecek. Davos'taki 'one minute'den sonra düğmeye basılmış gibi Türkiye aleyhine harekete geçildi. Davalara ve iddialara bakın hepsi bu tarihten sonra başlıyor. Mursi'ye ve Mısır'daki demokrasiye verdiğimiz destekten sonra Türkiye aleyhtarı cephe daha da genişledi. Türkiye demokrasiyi savunmanın bedelini ödüyor. Arap Baharı demokratikleşme yönünde olsaydı Türkiye bütün bu ülkelerin hamisi olurdu. Bu, o medya networkunu kontrol edenleri ve bölgedeki bazı güç odaklarını çok korkuttu.
İtalyan Başbakanı Matteo Renzi'ye Paris yürüyüşüne katılmamızla ilgili yaptıkları eleştiriyi sordum. Bana 'Sizi aradım ama ulaşamadım' gibi bir savunma yaptı. Eğer çıkıp izahat yapmazsa çok sert şekilde mukabelede bulunacağız.
Avrupa Parlamentosu'nun 14 Aralık operasyonuyla ilgili kararı geldiği zaman diplomatik nota ile iade edilecek. AP'de her parlamentere bilgi notu gönderdik.
Peygamberimize hakarete asla sessiz kalmayız!
Peygamber'e hakaret eden bir şeyi Türkiye'de yayımlatmayız.. Bu konuda bir kompleksimiz yok. Papa'nın söylediğini duydunuz, 'anneme hakaret eden olursa gözünü şişiririm' diyor. Hz. Ayşe Müslümanların annesidir. Küfredildiğinde kavga ederim. Hz. Peygamber'in annesine hakaret kabul edilemez. Entelektüel kimliğimi bir kenara bırakırım bu hakarete gereken cevabı veririm.
Halk, cumhurbaşkanımızın kabineye katılmasına yüzde 70 destek veriyor. Burada sistem tartışması yok.
Çözüm süreci sadece HDP'yi ilgilendiren bir süreç değil, çok taraflı süreç. Mayınlı bir yolda ilerliyoruz. Kararlıyız. Kamuoyunun bilmediği birçok provokasyon engelleniyor.
Bostanları koruyalım
İstanbul'daki Yedikule bostanları için devreye girdim ve 'koruyalım' dedim. Bunu "Şehir tarımı müzesi" yapmayı önerdim. Dünyada bir ilk olacak.