Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum.
Bu çağrı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan millete yapıldı. Adı üstünde, milli seferberlik... Amaç, adı sanı her ne olursa olsun terör örgütlerine karşı milletçe seferber olmak.
Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemli ve kritik ise (ki öyle) hayati sonuçlar doğuracak kadar da ehemmiyetlidir. Bu süreçte mücadeleyi yalnızca Hükümet'e, kamuya, asker ve polise ait sanmak, gaflettir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yalnız bırakmayacak olan millet ise seferberliğe kimin hangi araçla katılacağını konuşma zamanı gelmiştir. Millet kepengini kapatmayan esnaftır. Millet üretimini daha gayretli yapan KOBİ'dir. Millet tüm olumsuz koşullara rağmen yatırıma devam eden sanayicidir.
Peki, bu seferberliğe katılmayıp aksine, dolaylı da olsa terör örgütlerinin değirmenine su taşıyanlar kimlerdir? 2009'daki "kriz teğet geçecek" çağrısına kulak vermeyip Türkiye'yi küçültenleri listenin en başına yazabiliriz.
Misal, durduk yerde işçisini eve gönderenler... Misal, kendini sağlama almak için kredisini geri çağıran bankalar... Misal, "teşvik yetersiz, kur sorunu var" diyerek büyümeye omuz vermeyen özel sektör aktörleri...
Bu arada... Ekonomi STK'larına bir hatırlatma; işiniz sadece medyada görünmek için ortalıkta dolaşıp teröre karşı söylem geliştirmek değil, ana işiniz olan ekonomik gayreti körükleyip büyümeye omuz vermektir. Orada burada hükümete millete akıl vermeyi bırakın ve üretin. Milli seferberlik sizi de kapsıyor.