Tarih "devlet daima terörü, örgütünü tepeledi" der. Zaaf yalnızca toplum yılgınlığa kapılırsa ortaya çıkar. Beşiktaş'taki teröre toplumun verdiği tepki, "yılgınlık yok", aksine, PKK'sı FETÖ'süne karşı daha da çelik iradeyle karşı durmak oldu.
3 yıldır Türkiye'ye yönelik saldırılara bakıyorum, buna rağmen 27 çeyrektir aralıksız büyümeyi başaran ekonomi, şehit düştükçe mücadele azmini artıran halk ve giderek çelikleşen kamu iradesi...
Bu süreçte dikkatimi çeken, teröre karşı 7 düvele karşı verdiğimiz mücadelede özel sektörün tutumundaki tuhaflıktır. Tuhaflık diyorum çünkü ordusu savaştaki bir ülkenin özel sektöründen ziyade Fransız sermayesi gibi davranıp, "yatırım için huzur bekliyorum" tutumu içindeler...
Her patlamayı kendi şahsi reklamı için PİAR fırsatı gören, güya "teröre karşı iş dünyası tek yürek" kabilinden sloganlarla medyada kendini gösterme fırsatı aramak dışında, ekonomisi saldırı altındaki ülke için ne yapıyorlar dersiniz?
İşgal gecesi F-16'ları kalkmasın diye tarlasındaki ürünü ateşe veren, 15 Temmuz'da demokrasi nöbeti için çalışanlarını sokağa döken vatanseverleri özenle bir yana bırakarak...
Terör saldırısında veya algı operasyonlarında öncelikle kendini güvenceye alıp ardından PİAR'cısına, çoğu kez zaten önceden yazılmış metni, gülen kurumsal fotoğrafı eşliğinde göndertenler...
Ordumuz savaşta, Mehmetçik cephede, Çevik Kuvvetlerimiz bombaya aldırmadan cansiperane mücadele verirken... Zafere ancak güçlü ekonomiyle varılabilecek iken sizler neredesiniz? Büyüme yalnızca kamu sektörünün işi mi?
Yatırım için "huzur bekliyorum" teranesiyle her ekonomik düzenlemede "teşvikim nerede?" feryadındakiler, vatanı sevmek şehitlerin ardından ağıt yakmakla olmuyor. Bunu milletçe yapıyoruz zaten.
Size düşen vatanseverlik, işinizin hakkını vermek, ülkeyi büyütmek, ekonomiyi güçlendirmek... Sorun kendinize; özel sektör olarak vatansever misiniz?